Bakanlar Kurulu'ndaki görüşmeler "genelde" şöyle olur: Gündemde bulunan konu hakkında "ilgili bakan" bilgi sunar.
Başbakan "görüş bildirecek başka bakan olup olmadığını" sorar.
Tabii "Başbakan olarak" fikrini söyler.
Ve "karar alınır."
Yani:
"Tek tek bütün bakanların konuşmas gerekmez... Başbakan tek tek herkesi konuşturmaz."
***
Pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplandı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül "gündemdeki konu" ile ilgili "bilgi sundu."
Konu:
- Lübnan'a gidecek Barış Gücü'ne katkıda bulunmak.
Başbakan da "konuyla ilgili temaslar yapmıştı."
O da "kurula" bilgi verdi.
Sonra...
Başbakan "görüş bildirecek başka arkadaş var mı" diyebilirdi.
"Öyle" demedi.
"Şöyle" dedi:
- Arkadaşlar ne düşünüyorlar?.. Tek tek herkes fikrini söylesin.
Ve "tek tek" bütün bakanları konuşturdu.
Sonuç:
"Tek kişi bile" karşı çıkmadı.
***
Dün Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'e "tek tek konuşma meselesini" açtık.
"Doğru" dedi:
- Yapılan görüşmelerde Türkiye'nin çıkarlarının asker göndermeyi gerektiği görüşüne varıldı... Ve sayın Başbakan tek tek herkesin düşüncesini aldı.
***
Cemil Çiçek'e Lübnan'a asker göndermekle ilgili "son durumu" sorduk.
"Zemin etüdü tamamlandı" dedi:
- Çok ciddi zemin etüdü yapıldı... Dışişleri Bakanı'nın son Ortadoğu gezisine Genelkurmay Temsilcisi de katıldı... Başka kurumların (MİT gibi) temsilcileri de vardı.
***
Hatırlayınız:
Meşhur "1 Mart 2003 tezkeresi" olayında, Bakanlar Kurulu "kabul" kararı almış ama bazı Bakanlar Meclis'te "ret için çalışmışlardı."
Son Bakanlar Kurulu toplantısında ise Tayyip bey "yeni bir taktik" uyguladı.
Taktik "bakanları tek tek bağlama" taktiği.
