Çarşamba, sabah saat 09.30... AnkaraSheraton'da, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "kahvaltılı sohbet toplantısındayız." Salon tıklım tıklım.
Bir ara "TV kameralarını" sayıyoruz.
Tam 20 kameraman çekim yapıyor.
"Genel sohbet" başlamadan önce Bahçeli ile biraz "özel sohbette" bulunuyoruz.
Sigarayı bırakalı 1.5 yıl olmuş. Morali iyi. Partisinin "yükseldiğini" söylüyor.
***
Devlet bey "kısa bir sunuş" yapıyor.
"Suskunluk sarmalından" bahsediyor.
"Düşüncelerini kamuoyuna aktarmakta sıkıntı yaşadığını" söylüyor.
"Bu noktada" medyaya biraz "sitemkar."
***
Sonra "sorularınızı bekliyorum" diyor.
1.5 saat süreyle soruları yanıtlıyor. 13 arkadaşımız soru soruyor.
Bazıları "3-4 soru birden."
Bu durumda soru sayısı "20'yi geçiyor."
Bahçeli her soruyu yanıtlıyor. Bir kısmı "uzun", bir kısmı "kısa" yanıtlar.
***
Gözlemimiz:
Devlet bey "dersine iyi çalışmış." "Bana hangi konular sorulabilir, hangi soruya hangi yanıtı vermeliyim" diye ciddi bir ön hazırlık yapmış.
Belli ki, liderin arka bahçesinde iyi bir "kurmay kadrosu" var.
***
Üslubu genelde "dikkatli, ölçülü, saygılı."
Tayyip beyden bahsederken mutlaka söze "sayın Başbakan" diye giriyor.
Siyaset oyununun "kuralına göre oynanması konusunda" aşırı duyarlı.
"Bir şeyin" altını çizerken, ses tonunu yükseltiyor:
- Sandıkla gelen AK Parti yine sandıkla gitmelidir... Ara rejim özlemiyle iktidar değişikliğini düşünmek mümkün değildir.
***
"Güneydoğu... Anarşi... Terör" konularında uzun konuşuyor.
Çizgileri "net."
Kafası "berrak."
Arzusu "kararlılık."
Sadece eleştirileri değil, önerileri de var.
Örneğin:
"Gerekiyorsa yeni bir terörle mücadele kurumsal yapısı oluşmalı."
***
Üslubu, gidilecek seçimde MHP'nin "kimi hedef alacağını da" gösteriyor.
Hedef doğrudan "Başbakan."
Bahçeli, Tayyip beyle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Sayın Başbakan hazırlıksız fakat çok konuşan bir şahsiyet."
***
Kahvaltı sırasında anlıyoruz ki Bahçeli'nin "AK Parti'nin içine dönük bir hesabı" yok.
AK Parti'den "adam koparmak" niyetinde değil.
Ama söyleminde AK Parti'nin içini "gıdıklayıcı, kaşıyıcı bölümler" hiç de az değil.
Örneğin: Bazı temel politikalarda "bakan ve milletvekillerinin gelişmelerden haberlerinin olmadığını" vurguluyor.
"Bilgi karartmasından, bilgi kirlenmesinden" bahsediyor.
***
Siyaset "inançla" olur, "iddiayla" olur. Bahçeli'nin inancına zaten diyecek bir şey yok.
Ama iddia konusunda dün "çıtayı yüksekte tuttuğunu" gördük.
"Tek başına iktidar" istiyor. Bu arada AK Parti'ye "nerelerden vuracağının ipuçlarını" da veriyor.
Örneğin:
"Bölücü terör faaliyetlerini bu iktidarla çözmek olanaksız."
***
Demokrasi "çokseslilik" ister. Bahçeli'nin dünkü çıkışı "çoksesli siyaset açısından" önemliydi... İlgi çekiciydi.
2006'da bu örneklerin "çoğalacağı" anlaşılıyor.
***
Ve son söz:
MHP'yi de, Devlet beyi de "silkelenmiş, kendine güveni gelmiş" bulduk.