GAZİANTEP- Giden Belediye Başkanı Celal Doğan "karizmatik" bir siyasetçi... Gelen Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey "gideni aratmayan" çalışkan bir isim... Gaziantep şanslı kent.
Maarif Kavşağı'na "alt geçit" yapılmış.
83 günde bitmiş.
Eski Doğumevi Meydanı, şimdi Fatih Meydanı olmuş.
Buradaki alt geçit 90 günde bitmiş.
Belediyecilik "parti işi" değil.
"Gönül" işi, "üretkenlik" işi, "çalışkanlık" işi, "projecilik" işi.
***
"Eblehan" kentin merkezinde tarihi bir bölge. Ama "tarihin yok edildiği" bir bölge. Yollar dar, binalar göçmüş, barakalarda tinerciler kalıyor.
Bu bölgede 152 ev "sahipleriyle anlaşılarak" istimlak edilmiş.
Ortaya "büyük bir meydan" çıkıyor. Meydanın köşesinde "Kurtuluş Camii" var.
Burası eskiden "kilise imiş."
Cumhuriyet döneminde "cezaevi" olmuş.
Abdülkadir Aksu'nun Gaziantep Valiliği sırasında "iki minare" eklenmiş, camiye çevrilmiş.
***
Caminin karşısında ise "Papazın Evi" var. Taş bina... Sapasağlam. Ama artık papaz falan yok. Terk edilmiş.
"Tinerciler konağı" olmuş. Dr. Asım Güzelbey "Papazın Evi" ne el atmış.
"Onarayım... Meydanın ortasında tarihi bir yapı olarak korunsun" demiş.
Eve girilince görülmüş ki... Evin ortasında "17 metrelik bir çukur."
Belli ki birileri "define" aramış. Nasıl olur da, "17 metrelik kazıyı" gören, duyan tek Allah'ın kulu çıkmaz.
"Fi tarihinde" bu bölgede "Yüzbaşızade Ömer Şefik beyin mensucat fabrikası" varmış.
Fabrikanın yanında da "kilise."
Cumhuriyet'ten sonra "kilise terk edilmiş... Harap bir bina" halini almış.
"Atatürk döneminde bu eski kilise, yani harap bina" özelleştirilmiş.
Altında Atatürk ve İnönü'nün de imzaları olan "Kararname" den birkaç satır:
".......Teşviki Sanayi Kanunu'na göre bu yerin 425 lira bedelle... Ve bedel 10 yılda ödenmek üzere... Yüzbaşızade Ömer Şefik beye devir ve ferağı......"
Tarih 5 Temmuz 1930.
***
Kilisenin etrafı "duvarla çevrilmiş."
Ve "mensucat fabrikasının deposu" olmuş. Ama bugün fabrika falan yok. Zaten burası kentin ortasında kalmış. Dolaşırken "duvarla çevrili eski kilisenin kubbesini" gördük.
Ve "yukarıdaki hikayeyi" öğrendik.
***
Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey "Yüzbaşızade Ömer Şefik beyin mirasçılarını" aramış. İstanbul'da bulmuş.
Ve demiş ki "ben bu bölgeyi yeniden düzenliyorum... Eski kilise sizin malınız... Şimdi ne yapalım?"
Mirasçılar da demişler ki:
- Gaziantep'in güzelleşmesi için ne gerekirse yapın... Gaziantep'e canımız feda.
***
Dr. Asım Güzelbey Vatikan'a mektup yazmış:
- 450 yıllık bir kilise buldum... Gelin, size vereyim... Onarın, ibadete açın... Ne yaparsanız yapın... Yeter ki kilise daha fazla harap olmasın.
Vatikan'dan "ne bir ses var, ne bir nefes."
Ama bugün olmazsa yarın "ilgilenecekleri muhakkak."
***
Gaziantep'e bir dahaki gidişimizde herhalde "şöyle bir manzara" göreceğiz: Eblehan Meydanı'nın bir köşesinde "kiliseden bozma, çifte minareli Kurtuluş Camii."
Onun karşısında "özelleştirilip, depo yapılan ve şimdi yeniden eski haline çevrilmek istenen" kilise.
İkisinin arasında "papaz efendinin evi."
Ama bir "noksan" kalıyor. Papazın evinin yanına, bizim "hoca efendi için" de düzgün bir ev.
Komşuluk eder, birbirlerine gider, gelirler.