Türkiye "öyle ya da böyle... Er ya da geç" AB'ye girecek... Şimdi bir soru: Sadece "kentlerimiz mi" AB'ye girecek?
"Kırsal kesim de" AB'ye girecek mi? Dışişleri Bakanı Abdullah Gül dün AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'i Kayseri'ye götürdü.
Kayseri'nin "merkezi" AB standartlarında.
"Her yönüyle" AB'ye hazır. Ya Kayseri'nin "Bünyan'ı, Develi'si... Kırsalı?.."
***
AK Parti'liler Mustafa Nurdoğan' ı iyi tanırlar.
DYP'liler de.
Adapazarı'nın tanınmış işadamlarından. Elektrik malzemeleri, mermer konularında yatırımları var.
İstanbul, Bilecik, Mısır, İngiltere, Amerika'da şirketleri var.
Şimdi İran'da yatırıma hazırlanıyor. Mustafa bey ve 3 ortağı, 2 yıl önce, Adapazarı'ndaki traktör fabrikasını "özelleştirmeden" satın aldılar.
Çalıştırıyorlar. Bu fabrikanın yıllık üretim kapasitesi "10 bin traktör."
Geçen yılki üretimi ise:
1.300.
***
Adapazarı'ndaki Başak Traktör'ün bu yıl için üretim hedefi "2 bin."
Dileğimiz "hedefin yakalanması."
Ama hedef yakalansa bile koskoca traktör fabrikasının "beşte bir kapasite ile çalışması" ne kadar acı?
***
Bankalar, otomobil alana "uygun şartlarla" kredi veriyorlar.
Ya traktör alana?
Ona da veriyorlar, vermesine ama...
Köylü "kendisine güvenemiyor."
"Taksitleri ödeyememekten" korkuyor.
Ne kredi alıyor, ne de traktör.
***
Mustafa Nurdoğan, bankacılarla konuşmuş. Bankacılar demişler ki:
- Köylü, en sadık müşteri... Köylü, borcunu hiç aksatmaz... Fakat köylünün alım gücü yok... Onun için uygun şartlarda verdiğimiz krediyi kullanmıyor.
***
Aslında kırsal kesimi "ikiye ayırmak" gerek. Birincisi "büyük işletmeler." "Belli büyüklükte" araziye sahipler. Ya da "belli sayıda hayvana."
Bu işletmeler "verimlilik nedir" biliyorlar.
"AB standardında" üretim yapıyorlar. Kar ediyorlar. Ancak "böyle işletme sayısı" oldukça az.
***
Büyük çoğunluk ise "ötekiler." "Küçük" işletmeler.
"Bölünmüş" topraklar.
"Yer ile gök arasında sıkışıp kalmış olanlar." "Yağmur duasına" çıkanlar.
Yağmur olmazsa "aç kalanlar."
Traktörünü satanlar.
***
"Küçükler" bugüne kadar "iyi, kötü" gelmişler.
"Taban fiyatlar... Devlet desteği" onları ayakta tutmuş.
Ama artık AB standartlarında böyle "sırt sıvazlama, mahsule fazla para verme yok."
Öyleyse "küçükler ne yapacak?"
***
Denilebilir ki "onlar da modern tarıma yönelsin."
İyi de "hangi olanakla?"
Hangi "araziyle?"
Miras hukukumuz, arazileri "öylesine bölmüş, parçalamış ki..."
Köylü, elinde kalan "mendil kadar tarlada" ne yaparsa yapsın "AB'yi ancak rüyasında görür."
***
Bursa'nın Yenişehir Ovası bereketli mi, bereketli.
Ama ova halkı "dertli mi, dertli."
Yenişehir ilçesindeki "Tat Konserve Fabrikası" kapanıyor.
Ayrıca "işletmelerin çoğu küçük... Kendini kurtarmıyor."
***
Yenişehir Belediye Başkanı Bülent Hamdi Cingil "çalışkan... İlçesi için çırpınan" bir yerel yönetici.
"Kırsal kesimi... Parçalanmış toprakları" konuşuyorduk.
"4 dönüm (4 bin metrekare) bir yeri istimlak etmem gerekti" diye söze başladı:
- Kaç mirasçı çıktı dersiniz?.. Tam 53.
Sahi AB ülkelerindeki hukuk "4 dönüm tarlayı" bu şekilde bölüyor mu?
***
AB'ye gireceğiz, başka yolu yok.
Ama "kırsalı" ne yapacağız?