Christoph Daum Fenerbahçe'de kalır veya kalmaz "o ayrı mesele."
Fener taraftarı onu sever veya sevmez "o da ayrı."
Ama bizim üzerinde duracağımız bir konu var: Daum bir "Türk büyükelçisi" gibi.
***
Entelektüel bir insan.
Dünya sorunlarına hakim. Çevresi çok geniş. Söz ekonomiden açılınca, ekonomi konuşuyor.
Çin'den açılınca da uzun uzun Çin'i anlatıyor.
Tanıdığı siyasetçi, bilim adamı, gazeteci, sanatçı pek çok.
Kimi Alman, kimi İtalyan, kimi Fransız.
***
Rize'de onun "insan ilişkilerini" gözledik.
"Bizden biri" olmuş. Sarılıyor, öpüyor.
"Nasılsın?.. Kendine iyi bak... Görüşürüz... Biz Türkler"
gibi sözler söylüyor.
***
Takıldık:
"Sanki Türk vatandaşı gibisiniz bay Daum." "Olmak istiyorum" yanıtını verdi.
- Gerçekten Türk vatandaşlığına geçmek istiyorum... Ama bir sorun var.
- Türkiye'den mi kaynaklanıyor?
- Hayır, Almanya'dan.
- Nasıl bir sorun?
- Politik... Almanya'da bir parti, haydi adını da vereyim, CSU fırsat kolluyor.
- Nasıl?
- Türk vatandaşı olursam, Alman pasaportumu elimden almak için... Bir arkadaşıma şunu yaptılar... Ayıp... Eğer ben Türk vatandaşı olmak istiyorsam, olabilmeliyim.
- Teşekkürler bay Daum.
- Yavuz bey... Tekrar sizinle görüşmek isterim... Biz Türkiye olarak Batı'ya karşı hep dürüst davrandık... Batı da bize karşı dürüst olmalı... Çifte standart kullanmamalı.
***
Ve son not...
"Biz, Türkiye olarak Christoph Daum'dan yararlanmalıyız."
Ayrıca...
İşin futbol yanını bilmeyiz ama "insan olarak Daum'dan çok hoşlandık."
Sanki "içimizden biri."