"Halef, selef" konusu açılınca... Deniz Baykal kurultayda "bir gün, benim yerime de genç bir arkadaşımız gelecek" diye konuştu ya...
Bu sözleri "yanlış anlayanlar" çıktı.
"Demek Deniz bey, kendi yerine birini düşünüyor... Hazırlıyor" gibisinden.
Oysa "böyle bir şey yok." "Mümkün de değil."
***
Deniz beyin sözlerinin "siyaset dilinde" tercümesi şu:
- Bu dünya Sultan Süleyman'a kalmamış... Bir gün, benim koltuğuma oturan biri de çıkar elbet... Ama ne zaman?.. Bunu Allah bilir.
***
Deniz bey kurultayda "halef, selef" konusunda konuşurken...
Güniz Sokak'taki evinde, TV'den kurultayı izleyen Demirel gülerek şöyle dedi:
- Siyasette halef ve selefi tayin etmek lidere ait değildir.
***
Siyaset "tiyatro" değildir. Kimse, kimseye "kavuk vermez."
Tiyatroda bu olabilir.
Örneğin Münir Özkul, 14 Mart 1989'da "kavuğunu" Ferhan Şensoy'a verdi.
***
Kavuk "verilmez" fakat "devrilebilir."
Bu "parti kongresinde" olabileceği gibi...
"Filmlerde" de görülebilir. Örnek: Muhsin Ertuğrul'un yaptığı film:
"Bir Kavuk Devrildi."
Oynayanlar: Hazım Körmükçü, Vasfi Rıza Zobu. Muammer Karaca.
İlk gösterim: 31 Ocak 1939... Elhamra Sineması.
***
Süleyman Demirel 1964 kongresinde "eski demokratların desteğiyle mi" Adalet Partisi'ne genel başkan olmuştu?..
Hayır.
Yoksa, 1972 yılında Bülent Ecevit'i, CHP Genel Başkanlığı'na "Ecevit maceracının tekidir... Tertipçidir" diyen İnönü mü oturtmuştu?
***
Turgut Özal, Çankaya'ya giderken "yeni lider olarak" Mesut Yılmaz'ı mı işaret etti? Yoksa Demirel, Köşk'e çıkarken, DYP'lilere "Prof. Çiller'i seçin" mi dedi?
***
"Atamayla... Halef tayin etmeyle" lider olunmaz.
Bir söz var:
"Lider, kurumun omuzlarında taşıdığı kişi değil, kurumu omuzlarında taşıyan kişidir."
Eğer kişi "kurumu omuzluyorsa" kalır.
Kuruma "kendini omuzlatıyorsa" gidiş zamanı geldi demektir.