Kayseri'nin 8 milletvekili var... Ancak Meclis'te "Kayseri doğumlu" milletvekili sayısı 13... Geçenlerde "Kayseri doğumlu milletvekilleri" bir araya gelmişler.
Sohbette Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de varmış.
Özhaseki AKP'lilere sormuş:
- Meclis'te oy kullanırken ölçünüz nedir? AKP'lilerden biri yanıt vermiş:
- Salih Kapusuz'a (Kayseri doğumlu Ankara milletvekili... Grup Başkanvekili) bakarız... Salih el kaldırıyorsa, biz de kaldırırız... Salih'in eli, genel başkanın eli demektir.
Özhaseki bu defa, yaşça kendisinden büyük "Kayserili CHP'liye" dönmüş:
- Abi, siz neye bakarsınız?
- Vallahi biz de Salih Kapusuz'a bakarız... Salih el kaldırıyorsa, biz kaldırmayız.
***
Bu "kara mizah" aslında "sistemimizin bir fotoğrafı."
Öyle bir sistem ki...
"Liderin dediği olur."
***
Meclis'te Başbakanlık bütçesi konuşulurken "başkanlık sistemi" de tartışılmıştı.
CHP sözcüsü, başkanlık sistemi için "krallık" benzetmesini yapınca...
AKP'li Burhan Kuzu bize şöyle dedi:
- Eğer benzetme yerindeyse, asıl krallar şimdiki sistemde var.
Yani parti liderleri "her dediğine mutlak itaat edilen birer seçilmiş kral."
***
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, "Kayseri doğumlu İstanbul milletvekili" Prof. Dr. Burhan Kuzu ile Meclis'te buluştuk.
Prof. Kuzu "Özal'a danışmanlık yapmıştı."
Demirel de, Çankaya'ya çıkınca "Anayasa hocası" Kuzu'yu birkaç kez çağırıp, konuşmuş.
Burhan Kuzu AKP'nin "kurucularından."
Parti grubunda "özgür ağırlığı yüksek" bir isim.
- Hocam, 2005'te başkanlık sistemi çok konuşulacak... Siz de bu konuyu gündeme taşıyanların başındasınız... Neler söyleyeceksiniz?
***
İstanbul-Hukuk'un eski "Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı" Prof. Kuzu başladı anlatmaya:
* Şimdiki sistem, fonksiyonsuz Meclis sistemi... Hükümet ne derse, o oluyor.
* Bu sistem sorun üretiyor.
* Başkanlık sistemine geçilmeli... Başkanı halk seçmeli... İki turlu seçim... İlk turda yüzde 51 şartı aranır... İkinci tura, en çok oy alan 2 aday katılır.
* Başkan, 15 üyeli bir hükümet kurar... Bakanlar, Meclis dışından atanır.
* Seçim sistemi değişir... Dar veya daraltılmış bölgeye geçilir... Bu sisteme göre, kimin milletvekili olacağına genel başkan değil, halk karar verir.
* Yani güçlü hükümet ve onu denetleyecek güçlü bir parlamento olur.
* Yüzde 10 barajı yüzde 3'e inebilir.
* Güçlü hükümetten dolayı "istikrar", baraj aşağı ineceği için de "temsilde adalet" sağlanır.
* Bu uygulama Türkiye'yi 2 partili bir sisteme taşır.
* 2005'te Meclis'e zaten bir Anayasa değişikliği paketi gelecek... Bu pakette, başkanlık sistemi konusu da olmalı.
* Bakanlık beklentisi, milletvekilleri üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor... Bakanlar Meclis dışından olursa, bu baskı kırılır.
* Dar bölge sistemine geçilince, milletvekilleri lider korkusunu aşarlar.
***
2 kere 2'nin 4 ettiği ne kadar kesinse 2005'te "sistem tartışmasının yapılacağı" da o kadar kesin.
Meclis'te gördük ki daha şimdiden kimi milletvekili "İngiliz sistemini" inceliyor, kimi "Fransız", kimi "Alman", kimi "Amerikan", kimi "İsrail", kimi "Yunanistan."
3 gündür bu konuyu yazmamız o yüzden.