ÖŞKVANK Kuzeydoğu Anadolu'da "haç şeklinde" bir kilise... Tortum ile Yusufeli arasında... Çamlıyamaç köyünde. Çamlıyamaç köyü "sırtını dağlara dayamış."
Kilise de "köyün en yüksek yerine" kurulmuş... Sırtını, köye dayamış.
Yanıbaşında cami var.
Kilise ile cami "kucaklaşmış."
Uzundere Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan'a sorduk:
- Ne zaman yapılmış? - Milattan sora 976 ile 1001 yılları arasında.
- Kimler yapmış? - İskit Türkleri soyundan, Bağratlılar hanedanından olan, Tayk bölgesi hükümdarı Büyük Davit tarafından yaptırılmış... Çatısı, on birinci yüzyılda, Bizanslılar tarafından onarılmış.
Bu kilise "özellikle
Gürcüler için" çok önemli. Gelenin, gidenin haddi, hesabı yok. Sadece Gürcistan'dan değil, "her yerden" insan geliyor. Amerika'dan, Avustralya'dan, Kanada'dan, Avrupa ülkelerinden.
Kilisenin "görkemli" bir girişi var.
Ama girişteki sütunlardan birinin "yerinde, yeller esiyor."
"Kimbilir, kim" sökmüş, götürmüş.
"Koca sütun" nasıl sökülür?
Nasıl götürülür?
Ama "burası Türkiye." "Her şey olur."
"Sökülüp, götürülen" sütunun yerine, kilise çökmesin diye bir "kütük" konulmuş. Evet, bildiğimiz kütük.
Ağacın gövdesi. Ve "iki bin yıllık tarihi" şimdi o kütük taşıyor.
Kilisenin içinde de "yağmalanan" o kadar çok şey var ki...
Hangi birini sayalım.
Her gelen "bir şey alıp, gitmiş."
Köylü şimdi uyanmış ama... "İş, işten geçtikten sonra."
Ama, neyse ki "Kilise hala ayakta." Erzurum Valisi, Uzundere Kaymakamı, kiliseyi "gözleri gibi" koruyorlar.
Jandarma "kuş uçurmuyor."
Ama bütün bunlara rağmen gelen turistler ceplerine "bir taş parçası" koyuyorlar mı, Allah bilir.
Zira ortalıkta "tarihi taş parçası" o kadar çok ki.
Köyün ihtiyarları çevremizi sardı.
- Amca adın ne?.. Yaş kaç? - İsmail Fındık... 75. - Köyde, senden büyüğü var mı?
- Aha bu var... Dursun.
- Dursun amca, soyadın ne... Yaş kaç?
- Dursun Kalaycı... Yaş
İHTİYAR DELİKANLILAR
- Köyün en ihtiyarı sen misin?
- Yok... Gülhanım var... Gülhanım Murat... 105 ya- şında... Çağırak mı?
- Hayır, hayır, zahmet etmesin, yorulmasın.
- Köylü kısmı yorulur mu heç... Yeter ki sen he de... Çağırıviririk.
- Ey amcalar... Dedeler...
Buraya kimler geliyor?
- Çok geliyiler... Otoboslar dolusu ecnebi geliyi... Sebah demez, ekşam demez, geliyiler... Dağa, daşa yüz süriyiler... Çayımızı içiyi, ekmeğimizi yiyiler... Emme içlerinde soysuz da çıkıyi... Kilisenin daşını çalıyiler... Dört utanmaz geldi, gaymakama habar saldık, yakalatıvirdik.