Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e bir dost tavsiyesi: Yargıtay'ı ziyaret etsin ve "gönül" alsın... "Yargı yıpratılmamalı" desin. Bakan bunları "kamuoyuna" söylüyor, söylemesine ama... Bizzat "yargıçlara da" söylemesinde yarar var.
Zira... Yargı, kaynayan kazan gibi "fokur fokur." Yargı "kızgın", yargı "kırgın." Ve pekçok yargıç "yargıyı yıpratan sürecin başlama düğmesine, kendi Bakanlarının bastığı düşüncesinde." Evet, Adalet Bakanı bizce Yargıtay'ı ziyaret etmeli. Bir "yanlış anlama... Yanlış yorumlama" varsa bunu gidermeli. Aksi halde... "Yara" daha da kanar. "Yara" daha da büyür.
***
Rüşvet her yerde olur. Ve her ülkede. Fransa, "Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı bile" rüşvetten yargıladı. Başkan Roland Dumas'tı. Hakkında "1989-1992 döneminde, Dışişleri Bakanı iken, Elf Aquitaine adlı petrol şirketinden lobicilik karşılığında rüşvet aldığı" iddiası vardı. Yargılandı. Ama "Fransız yargısı" yara almadı. Zira Fransa'da "topyekün yargı" suçlanmadı. Bizde ise... Yargıda "hepimiz suçlanıyoruz... Şüphe altında bırakılıyoruz" düşüncesi yaygın.
***
Cuma akşamıydı... Devlette "mesainin" bittiği saatler. 17.30 gibiydi. Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile konuştuk. Başkan "DGM'ye yazı yazmıştı." "Yargıtay'da kimin adı neye karışmış?.. Bu konuda elinizde hangi belgeler var?.. Bize gönderin, hemen işlem yapacağız" demişti. Eraslan beye "DGM'den yanıt geldi mi" dedik. Özkaya: - Hayır... Bana intikal eden bir evrak yok... Sabırsızlıkla bekliyorum. Başkan'a "siz nasılsınız?.. Yargı nasıl" diyecek olduk. İşte aldığımız yanıt... Yanıt veren sanki tanıdığımız sakin Eraslan bey değil de, patlamaya hazır bir barut fıçısı:
***
Sayın Donat. Yargıda büyük infial var. Arkadaşlarım bana, daha sert tepki verelim, diyorlar. Titizim, dikkatliyim, bekliyorum. İçimizde suçlu varsa yakasına derhal yapışacağız. Ama sansasyonel davranışlar ve bütün yargıyı şüphe altında bırakacak söylemler, suçlamalar çok çirkin. Hazırlık soruşturması gizlidir. Ortada henüz bir iddianame de yok. Ama isimler havada uçuşuyor. Böyle şey olmaz. Ayrıca birtakım söylemler rahatsız edici. Yakında bomba patlayacak... Yargı da işin içinde... Yargıya güvenimiz yok, gibi söylemler. Ve maalesef bunlar yetkili ağızların söylemleri. Bu söylemlerle, bugüne gelindi... Arkadaşlarım gelip bana bunları söylüyorlar. Yargı ve Yargıtay fevkalade rahatsız.
***
Sayın Donat. Savcı, iddianamesi ile konuşur. Ciddiyet ve titizlik gerektirir. Savcı, medyatik olmaz. Arkadaşlarım bunları söylüyorlar. Yine arkadaşlarım, ele avuca gelen birşey yok, fakat kamuoyu ayağa kaldırılıyor, diyor ve bunun arkasında başka şeyler arıyorlar. Eğer birşey varsa, bilelim. Hesabını soralım. İçimizdeki çürüğü atalım. Ama sansasyon yaratıp, yargıyı yıpratma süreci artık sona ersin.
***
Ve son söz: Namussuzluk yapan kim olursa olsun, cezasını çeksin. Ama "kurumlar" yıpratılmasın. Sayın Cemil Çiçek. Başında oturduğunuz "sistem" kan kaybediyor ve "acil pansuman" yapmanız gerekiyor.