Seçim öncesinden bu yana ince ince işleniyor.
İşleyenler kim?
Aralarında mevcudiyetini sadece bu konuya bağlayan siyasi partiler de var. Türkiye'den firar eden terör örgütü mensupları da... İsrail'in etki ajanlığına soyunan gazeteci kılıklılar da...
Hükümet anlatıyor ama nafile...
Dün Turkuvaz Medya Grubu'nun düzenlediği 'İhracat Seferberliği Zirvesi'nde Ticaret Bakanı Ömer Bolat konuğumuzdu.
Elbette mesele yeniden gündeme geldi.
Bakan da bir kez daha tane tane anlattı.
Ne dediler?
"İsrail İstatistik Enstitüsü'ne göre Türkiye, İsrail'le ticaret yapmaya devam ediyor."
Peki doğru mu?
Rakamlar bu algıyı çürütüyor. Hatırlayın, hükümet 7 Ekim'de İsrail'in soykırıma başlamasının ardından bu ülkeye ihracatı yüzde 34 azalttı. 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren 54 grupta 1019 farklı üründe Türkiye'den İsrail'e ihracatı durdurdu.
2 Mayıs 2024 tarihinden sonra ise İsrail'e yönelik ihracat ve ithalat tamamen durdu. İsrail için gümrük sistemi kapandı.
Sonra ne dediler?
"Filistin'e ihracat rakamları yükseldi, ürünler aslında İsrail'e gönderiliyor."
Peki işin aslı neydi?
Filistin zaten her yıl dolaylı ya da doğrudan ithalatının yaklaşık yüzde 25'ini Türkiye'den yapıyor. Ama ne gümrüğü var, ne polisi ne denizhava limanı... İhracat yıllardır İsrail'in iki gümrük kapısından gerçekleşiyordu. Gazze'deki soykırım başlayıp Türkiye İsrail'e ticareti durdurunca oradan Filistin'e giden mallar da gidemez oldu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Türkiye ziyaretinden sonra orada bir mekanizma kurulması kararı alındı. Filistin Millî Ekonomi Bakanlığı'nın onay verdiği ve Filistin topraklarındaki ihtiyaçlara yönelik sevkiyatlar ülke koduyla yapılmaya başlandı. Böylece, daha önceden İsrail kayıtlı olarak giden Filistin alımları, ülke istatistik sisteminde artık Filistin'in kendi koduyla kaydedilmeye başlandı.
Şimdi ne diyorlar?
"Ambarlı'dan, Haydarpaşa'dan İsrail'e gemiler gidiyor. Konteynerlerde silah var."
Peki bu doğru mu?
Bir ülkeye ihracat da bir ülkeden ithalat da gemilerde konteynerlarla yapılıyor. Türkiye'nin ihracat ve ithalatı toplam 605 milyar doları buluyor. Bu ticaretin yapıldığı konteyner sayısı 8.3 milyon adet. Bir gemi çeşitli acentalardan aldığı konteynerleri gemiye yükleyip, limanlara uğrayarak, malları boşaltarak gidiyor. Bu konteynerlerin her birinin sahibi var. Son günlerde Ambarlı'ya, Haydarpaşa'ya yanaşan geminin üzerinde İsrail konteyner ismini görüp eylem yapanlar dahi oldu. Halbuki, ZIM şirketi dünyanın en eski deniz taşımacılığı yapan şirketlerden biri... Maersk, MSC, CMA-CGM gibi... Dünya genelinde büyük bir gemi filosuna ve on binlerce konteynere sahip... Her ZIM konteyneri/gemisi İsrail'e gitmiyor ya da İsrail'den gelmiyor. Bu konteynerler, Avrupa'dan Asya'ya, Güney Kore'den Çin'e birçok farklı destinasyona ulaşabilir. Filistin'e deniz yolu ile yapılan yardımlarda da yine bu şirket kullanılıyor. İsrail'e yıllardır savunma sanayi ürünü gitmiyor.
Velhasıl, her söylenene devletin esasında yanıtı var. Ama yalan o kadar yayılıyor ki, gerçeği söyleyenin sesi duyulmuyor.
Bu algıyı yapanlara bir sorum var.
Türkiye madem İsrail'e ticareti kesmedi ve el altından devam ediyor.
O zaman neden İsrail 2 Mayıs'tan sonra Türkiye'yi Dünya Ticaret Örgütü başta olmak üzere tüm dünyaya şikâyet etti?