Geçtiğimiz ay İstanbul'da finans sektörünün kalbi Büyükdere Caddesi tarihi bir satışa sahne olmuştu. Denizbank, 2014'ten bu yana genel müdürlük olarak kullandığı, Torun Tower'ı satın alarak, kiracılıktan ev sahipliğine geçmişti. Satın alma bedeli de 429 milyon dolara (KDV dahil) ulaşmıştı. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ile bu satın almanın öyküsünü konuştuk. Ateş, satın almanın dünya genelinde tek kalemde gerçekleşen en büyük gayrimenkul alımları içinde yer aldığını belirterek, "Satın alma Emirates NBD'nin sadece bankaya değil Türkiye'ye verdiği önemin göstergesi... Doğrudan yabancı sermayeyi Türkiye'ye çekmeye yönelik adımların önemli bir parçası" dedi.
HAZİNE'YE GELİR
Satın alma işleminin KDV'sinin 71.5 milyon dolar, alım-satım vergisinin de 14 milyon dolar olduğunu anlatan Ateş, "Yani ödenen vergi toplam 85.5 milyon dolar. Bu, şu anlama geliyor. Bina satışından devletin kasasına aktarılan tutar 2.8 milyar TL'yi buluyor" dedi. Binanın satın alması kararının yönetim kurulu başkanının fikri olduğunu, müzakereler için kendilerini görevlendirdiklerini belirten Ateş, "İyi bir varlığı düzgün bir fiyata almış olduk" mesajı verdi.
Dubai merkezli Emirates NBD'nin Denizbank'ı satın alma operasyonunu 2019'da yaptığını, ondan sonra ne bankanın ismini ne de yönetimini değiştirdiklerini anlatan Ateş, "Banka bugün beşinci büyük oldu. Satın almaları bir kenara bırakırsak, ağırlıklı organik büyüdük. 3.5 milyar dolar öz varlığı, 650 şubesi olan bir bankayız. Bankanın hissedarı Sberbank iken de Deniz Kule'yi satın almayı düşündü ama olmadı. Emirates NBD de çok istiyordu. Ülkemizi çok seviyorlar. Yönetim kurulu başkanının babasının da kendisinin de evi var burada" diye konuştu. 12 dönüme kurulu, 107 bin metrekare alanı olan, 39 katkı binanın anıt bir bina olduğunu söyleyen Ateş, "Üstte 4 katı boş olarak tutuyorduk. Şimdi orayı kullanıma açacağız. Şehrin en güzel etkinliklerini orada yapacağız" dedi.
ARABİSTAN'LA İŞ FORUMU
Emirates NBD'nin Türkiye'ye yatırım iştahının devam ettiğini söyleyen Ateş, "Organik büyüme fırsatı olursa sırtımızı dönmeyiz. Hissedarımız Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan'da fırsatlara her zaman açık. Biz Mısır'da NBD'nin yönetimindeyiz. Türkiye'de NBD Mısır yönetimini toplayıp, buradan Mısır'a iş yapan Türkler ile buluşturduk. Mısır'da iş yapan 16 Türk firmasına NBA üzerinden kredi verdik. 23 tanesine de Mısır'da hesap açtırdık. Şimdi benzer bir organizasyonu Suudi Arabistan ile de yapacağız. Suudi Arabistan NBD'den yetkililer gelecek, burada Türk şirketlerle B2B görüşmeler yaptıracağız" açıklamasını yaptı.
BANKALAR PROBLEMLİ KREDİYİ YÖNETECEK GÜÇTE
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Ateş, enflasyon ve büyüme konusunda da şu önerilerde bulundu: "Birincisi, enerji fiyat artışlarının yavaş yavaş yapılması gerek. Birden zam yapılırsa doların artışı gibi etkisi olur, enflasyonda yeniden fasit daire meydana gelir. İkincisi de KOBİ'leri bu süreçte desteklemek lazım. Biz daha önce nefes kredisi başlatmıştık. Şimdi de kredinin üretim ve istihdama gideceğine dair çerçeve çizilip, devlet de zararın bir kısmını taahhüt ederse, her banka bu kaynağı sağlar. Şu anda KOBİ'ler döviz kazançları olmadığı için döviz kredisi kullanamıyor. Ticari kredide maliyet yüzde 60. Bir şekilde doğru sektörleri ayakta tutmak gerekiyor. Zombi firmalara kredi verilmesin ama diğerleri desteklensin. Her krizden çıkış esasında budanma dönemidir. Birleşmeleri, satın almaları, batışları beraberinde getirir. Bu süreçte problemli krediler bir miktar artış seyrine girebilir ama bankalar buna dayanabilecek ve yönetecek güçtedir. Bu dönemde ekonomide büyümeden biraz feragat edeceğiz."
ATEŞ İLK KEZ KONUŞTU
Fatih Terim, Arda Turan, Semih Kaya, Muslera gibi futbol dünyasının ünlü isimlerinin karıştığı davayla ilgili de Hakan Ateş, ilk kez konuştu: "Bu bizimle alakalı bir olay değil... Borç almışlar ama kaydı yok, verilen belgeler bankanın değil, bankaya giriş çıkışlar kamera kayıtlarında yok. Dolayısıyla bizim banka olarak içinde yer almadığımız bir durum... Zimmet suçu olsaydı, zararı banka öderdi. Ama burada içinde olmadığımız bir durumun zararını ödesek yarın eline sahte belge alan herkes Denizbank'ın kapısında sıraya girerdi. Sadece bize değil, diğer bankalara da giderlerdi. Finansal yapıları yok etmeye, bozmaya kadar gider bu olaylar..."