Milyonların beklediği asgari ücret zammı açıklanır açıklanmaz iş dünyasından sesler yükselmeye başladı. Her zamanki gibi ilk cümlelerinde "Çalışanlarımızın mağdur olmaması ve refah içinde yaşamaları hepimizin ortak arzusu" diyorlar. Fakat sonra bir "ama" geliyor. "Ama"nın sonu vatandaş için pek de hayırlı değil tabii...
Hemen hemen hepsinin ortak görüşü şu; "Maliyet baskısı için devlet destek versin."
Arkasından da çıkarıyorlar ağızlarındaki baklayı; "Ücretlerdeki artışın önümüzdeki aylarda fiyatlara yansıması olacak."
Yani "sattığımız ürünlere zam yapacağız" diyorlar. Asgari ücretteki artışın üretici fiyatlarına yüzde 25-30 yansıyacağını, bunun da perakende fiyatları artıracağını söylüyorlar.
Özellikle emek yoğun sektörler... Lokanta-oteller, toptan- perakende ticaret yapanlar, hazır giyimciler, mobilyacılar ve inşaatçılar...
Tabloya bakarsak; Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2021 yılı Hanehalkı İşgücü Anketi mikro verilerine göre, tarım dışı sektörlerde çalışanların yaklaşık yüzde 43.1'i asgari ücretli. Asgari ücret ve altı çalışanların oranı sanayi sektöründe yüzde 50.4, inşaatta yüzde 71.4, hizmetlerde ise yüzde 37.9. Hizmet sektörünün alt kalemleri farklı... Konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 73. Perakende ticarette yüzde 64. Giyimde yüzde 70.5. Gıdada yüzde 67.1.
Açıklamalarından anladığım, özellikle emek yoğun sektörlerindeki işverenler artan işçilik maliyetini çıkarmak için zamları planlamış... Kısacası, işçiye verilen zammı kepçeyle toplama telaşında... Bu durumda olan kırk kanaat evini geçindirmeye çalışan işçiye olacak. 6 ay bile geçmeden aldığı 17 bin 2 TL'nin 3'te birinin eridiğini görecek.
Diyebilirsiniz ki, işveren ne yapsın?
Doğru...
Fakat daha alınan kararın mürekkibi kurumadan ne bu acele... Yakında işten çıkarma ya da elden ücret ödemeleri veyahut 'döviz artsın, rekabet edemiyoruz' açıklamalarını da duymaya başlarsanız, şaşırmayın!
Bu nedenle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı'na çok iş düşüyor. Denetimlere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Son bir notum da şu; çalışma hayatının en mühim konularından bir tanesi olan asgari ücretin sosyal devlet ilkesiyle geliştirilip yaşam ücreti skalasından kurtarılması gerekiyor.
Bu konuda da gelir vergisinin kademeli olarak düşürülmesi, asgari ücret belirlenirken çalışandan ziyade ailenin de dikkate alınması gerekiyor.