Farkında mısınız?
Türkiye adım adım enerjide ticaret merkezi oluyor. Romanya, Bulgaristan, Macaristan derken halkaya şimdi de Moldova eklendi. BOTAŞ, East Gas Energy Trading şirketiyle anlaştığını dün duyurdu. Moldova'ya günlük 2 milyon metreküp doğalgaz aktaracağız.
Hayaller birer birer gerçeğe dönüşüyor.
Burada bir hakkı teslim etmek gerekir. O hak elbette Berat Albayrak'ın...
Çizdiği stratejik vizyonla Türkiye'nin yeni enerji jeopolitiğinin temellerini attı.
Albayrak döneminde en yakın çalışma arkadaşlarından olan bugünkü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da o vizyonla çalışmaya devam edip tabir yerindeyse kaleye son vuruşları yapıyor.
Elbette, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde...
Bu hamlelerle, artık Türkiye Avrupa'nın enerji arz güvenliğinde söz sahibi oluyor. Yarın öbür gün Erdoğan'ın sözünü ettiği gaz merkezi olma yolunda da önemli bir eşik daha geçiliyor.
Hem de Türkiye iki yıldır boş duran Türk Akım devreye girdikten sonra boşa çıkan Batı Hattı'nı tersine akıtarak...
Düşünün, Türkiye'ye ilk doğalgaz Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan üzerinden o hattan geliyordu. Şimdi o hattı tersine akıtarak Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Moldova'ya gaz tedarik ediyoruz.
Arkası gelir mi?
Neden olmasın.
Türkiye'nin güçlü doğalgaz altyapısı, bölgesinin en büyük gaz piyasasına sahip olması, spot ve vadeli olarak gaz ticaretine imkan veren bölgesel bir nitelik kazanması doğalgazda ticaret merkezi olma hedefini rahatlıkla gerçekleştirebileceğimizi gösteriyor.
Yakın gelecekte Türkiye bir taraftan Avrupa'nın arz güvenliğine katkıda bulunurken diğer taraftan şeffaf ve güvenilir bir fiyat mekanizması da kurarak dünyada yeni bir rol üstlenecek.
Enerjide geçmişte atılan, şimdi meyveleri alınmaya başlayan bu adımlar devletin Hazinesi'ne döviz kazancı olarak katkı sağlamasının da ötesinde ülkeye çeşitli kazanımlar getirecek.
Ne mi?
Misal, enerji denkleminde bölgede ve AB'de elimiz güçlenecek.
Doğalgazdaki ticaret ortamı finans sektörüne yarayacak. Enerjide yeni yatırımlar istihdama da yarayacak.
Velhasıl, 2017'de 'Milli Enerji ve Maden Politikası'yla atılan taş ürkütülen kurbağaya çoktan değdi hatta geçti.