Bir süredir Avrupa'da dalga dalga yayılan bir konu var. Gördünüz mü bilmiyorum. Birçok hükümet bankaların elde ettikleri yüksek kârları vergilendirmeye yönelik planlar hazırlıyor. İlk uygulama İtalya'da başladı. Yüksek faiz oranlarından büyük kârlar elden eden bankalardan bir defaya mahsus yüzde 40 kazanç vergisi alınacak. İspanya hükümeti de bankalara istisnai bir vergi getirecek. İşaret fişeği bir kez yanınca peş peşe açıklamalar geliyor. İngiltere'de de bankalara yönelik ek vergi getirilmesi önerisi gündemde... Muhalefet ve sivil toplum kuruluşları bastırıyor. Hatta yüzde 40 ek vergi uygulanması durumunda en az 4 bankadan 24 milyar dolar kazanılacağı yorumu yapılıyor. Letonya da bankaları yıllık olarak ek gelir vergi ödemeye zorlayacak bir öneri üzerinde çalışıyor. Verginin uygulamaya konması halinde önümüzdeki yıl yaklaşık 140 milyon euro ek geliri elde edilmesi öngörülüyor.
Hatta bunu sadece bankalarla da sınırlı tutmamak gerek.
Bu kazanç vergisi diğer şirketler için de geçerli olabilir.
Örneğin, İngiliz enerji devi BP, ilk üç ayda 5 milyar dolar kâr edince enerji şirketlerine ek vergi uygulanmasını gündeme gelmişti. Rusya'da Vladimir Putin, büyük şirketlerden tek seferlik vergi alınmasını öngören yasayı imzaladı. Yasaya göre, 2021 ve 2022 yıllarında vergi öncesi 1 milyar rublenin (10,5 milyon dolar) üzerinde kâr eden şirketler tek sefere mahsus olmak üzere vergi ödeyecek.
Bence Türkiye de bu dalgayı önüne katmalı...
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun verilerine bakın.
Haziran sonu itibarıyla bankaların toplam dönem net kârı yüzde 48 artışla 250 milyar 137 milyon liraya yükseldi.
Haa yanlış anlamayın.
Sene başında birçoğu sohbetlerde kârda düşüş bekliyorlardı.
Özel bankaların en büyüklerine bakıyorsunuz. Misal, Garanti BBVA ilk yarıda 33.8, İş Bankası 31.5 milyar, Akbank 31 milyar TL, Yapı Kredi 24.1 milyar kâr etmiş... Hepsinin kârında 2022'ye göre artış var. Üç kamu bankasının (Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank) kârı onlara göre daha düşük...
Bu rakamları alt alta yazın.
Vergi gelse epey bir ek gelir yaratılabilir.
Böylece, Hazine ve Maliye Bakanlığı deprem, Emeklilikte Yaşa Takılanlar, maaş zamları, seçimler derken ocaktemmuz döneminde 434.7 milyar TL'yi bulan, yıl sonunda 1 trilyon lirayı geçmesi beklenen bütçe açığı için KDV, ÖTV, MTV yerine yeni bir kaynak sağlamış olur. Böylece vatandaşın çocuk bezinde, deterjanında, sabununda ya da arabasında vergi artırmak zorunda kalınmaz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz