Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

Heat or eat! *ısınmak ya da yemek

Avrupa'nın koca koca ekonomileri nasıl çıkmaza girdi, izliyorsunuz değil mi?
Rusya Kuzey Akım gazında vanayı kapatınca, Avrupa'nın endüstriyel güç merkezleri havlu atmaya başladı. Fabrikalar kapınıyor, işçiler eve gönderiliyor. Kıtada yeni trend 'hızlı sanayisizleşme!'
Bu durumun geçici mi kalıcı mı olacağı da meçhul...
Avrupa'da enerji kıtlığı ve yüksek fiyat devam ederse, üretim tamamen durma noktasına gelebilir.
O zaman ne olur?
Ver elini ithalat, yüksek cari açık, ödemeler dengesi krizleri...
Dün Deutsche Bank'ın analizi vardı. İngiltere'de finansman krizinden bahsediyordu. Şöyle diyordu: "Ödemeler dengesi finansman krizi kulağa aşırı gelebilir, ancak benzeri görülmemiş bir şey değil: agresif mali harcamalar, şiddetli enerji şoku ve sterlindeki düşüşün kombinasyonu, nihayetinde İngiltere'nin 1970'lerin ortalarında bir IMF kredisine başvurmasına neden oldu."
Şaka yapmıyorum...
Tabii, bunlar işin finansal boyutu... Bir de sosyal sınav var
Geçen hafta Avrupa'nın en büyük dört ülkesindeki (Fransa, Almanya, Polonya ve İngiltere) seçmenlerle anket yapılmış... More in Common tarafından yayınlanan ankete göre, her beş kişiden biri birikimlerini faturalarını ödemek için kullandığını söylüyor. Her 10 kişiden biri öğün atladığını belirtiyor. Krizin yoksulluk içinde yaşayan hane sayısını artıracağını belirtiyor. Düşünsenize, finansın mabedi, karasıyla, akıyla paranın döndüğü Londra'da evlerini ısıtmaya gücü yetmeyenler için 'warm bank'lar kurulmaya başlanmış...
Bristol, Birmingham, Londra, Gateshead, Dundee, Aberdeen ve Glasgow'da belediyeler kiliseler, kütüphaneler, sanat galerileri, toplum merkezlerini soğuk kış aylarında vatandaşlara açmayı düşünüyor. Böylece kışın yüksek faturalar nedeniyle evini ısıtamayacak olanlar gelip bu kamu binalarının içinde toplanabilecek! Kimi belediye oralarda yemek de verecek. Anlayacağınız Avrupa'da kış zor geçecek.
Bu yaşananları 1970'lere benzetenler var.
Eğer aynı şeyler yaşanırsa gazda karne dönemi başlayacak demektir.
Niye mi böyle söylüyorum...
O zaman, hatırlayın, Avrupa, petrolde yüzde 59.6 bağımlıydı. Neredeyse tamamını Basra Körfezi ve Kuzey Afrika'daki sahalardan ithal ediyordu. Arap-İsrail savaşı sırasında ABD'nin İsrail'e yardımı petrol ihraç eden ülkelerin hoşuna gitmemişti. 1973'te OPEC petrol üretimini kısmıştı. Batılı ülkelere petrol taşıyan sevkiyatlara ambargo koymuştu. 1.8 dolar olan petrol 12 doları geçmişti. Borsalarda milyar dolarlar kaybolmuştu. Avrupa ülkelerinde resesyon başlamıştı, hükümetler değişmişti, ABD'de karne ile petrol satılmaya başlanmıştı.
Olur mu olur!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA