Kira artışları artık hem toplumsal hem de üretim krizine yol açacak kadar büyük bir mesele haline geldi. İşin sosyolojik boyutu da cabası... Başını sokacak ev olmayınca yakında 'aile' kavramı da zedelenmeye başlar.
Bunların emareleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı bile...
Büyükşehirlerde yüksek kira artışları nedeniyle çalışanlar ya işi bırakıp başka şehirlere göç etmeye başlıyor ya da kentin daha ücra yerlerine taşınmak durumunda kalıyor. Geçenlerde bir emlak sitesi rapor yayınlamış... Türkiye'de en çok konut araması yapılan ilk 5 ilçe Beylikdüzü, Şahinbey, Keçiören, Mamak ve Sincan...
Neden?
Çünkü Ankara ve İstanbul'un bu bölgeleri diğer semtlere göre bir nebze daha ucuz...
Hükümet kira artışlarına geçici de olsa sınırlama getirdi ama bunu uygulayan pek yok. Özellikle büyükşehirlerde yüzde 25'lik sınır sembolik kaldı. Yüksek kira bedeli ev sahibine tatlı geliyor. Gerekirse, 1 Temmuz 2023'e kadar evini boş tutmaya razı olan bir kesim var. Ya da 'tahliye' baskısıyla zorla istediği zammı almaya çalışıyor. Tabii, ödeyebilen olursa bu resti kabul ediyor. Fahiş kira zammı yapınca bu kez de kiracı, kirayı ödeyemiyor, evdeki eşyalara zarar veriyor. Velhasıl, iki taraf açısından da iş çığırından çıkmış vaziyette...
Peki çözüm ne?
Konut edinme toplumun büyük kesimi için imkânsız hale geldiğine göre, ivedilikle sosyal konut projelerini devreye almak gerekiyor. Toplumsal problemlerin önüne geçilmek isteniyorsa, devletin konut sorununun çözümünde öncü rolü üstlenmesi şart...
Devlet, merkez bölgelerdeki konut alanlarını dönüştürebilir. Elindeki Hazine arazilerini yüksek fiyattan lüks konut yapacak müteahhide satmak yerine sosyal konut projelerine ayırabilir. Keza, belediyeler de... Belli büyüklükte konut üreten inşaat firmasına konutun belli bir bölümünü darorta gelirliye ayırmasını zorunlu tutabilir. Birden fazla konutu olanlara daha farklı bir vergi sistemi uygulayabilir.
Ama daha da önemlisi bir an evvel kiralık sosyal konut politikalarını devreye sokabilir.
Avusturya, Hollanda, İngiltere, Çin geçmişte bunu uyguladı. Kiralık sosyal konutların hedef kitlesi orta ve alt gelir grubuna ait kişilerdi. Belli kriterler belirlediler. Buna uygun olanlar sosyal kiralık konutlarda daha ucuza oturabildi. Böylece bu ülkelerde konut açığı kiralık sosyal konut politikaları sayesinde ortadan kaldırıldı.
Türkiye'de de kiralık sosyal konutlarla kişilere makul bedeller karşılığında uzun süre kalabilecekleri evler sunulabilir. Böylece konut sektöründeki balon patlar. Hem fahiş şekilde artan konut fiyatları hem de kira bedelleri daha aşağılara iner.