Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Marmara Üniversitesi'nde yaptığı konuşma son dönemde benim de üzerinde durduğum konuların başında geliyor. Malum, uzun bir zamandır kamu bankaları dışında özel bankalar kredi musluğunu iyice kıstı. Açık açık kimse ülke ekonomisini destekleme adımlarına karşı çıkmıyor. Ama el altından yapılandırmalar çeşitli bahanelerle yaptırılmıyor. Merkez Bankası'nın faizleri indirmesine yeterince kulak asılmıyor. Yüzde 15'le mevduat toplayıp, kredide 24 faiz almaya devam ediyorlar.
İsim isim vermeyeceğim. Zaten birçoğunuz 'kırmızı' ve 'turuncu' bankaların geçmişteki bozuk sicilini biliyorsunuz. Fakat şimdi onlara bir banka daha katıldı.
Evet, İş Bankası'ndan bahsediyorum.
Bankanın söylemleriyle eylemleri bir yıl içinde 180 derece değişti, fark ettiniz mi?
Bankanın icrasında bulunan, bugüne kadar milliyetçi duruşundan taviz vermeyen, ülkenin menfaatleri söz konusu olduğunda taşın altına elini koymaktan çekinmeyen Adnan Bali'nin eski açıklamalarını hatırlayın. 15 Temmuz'daki FETÖ darbesinden sonra çıkıp "Şu anda demokrasi ve bağımsızlık adına darbeyi püskürterek birinci fazı hallettik. Ama iktisadi destek olmadan bunu sağlamadan bu iş kalıcı olmaz" dedi. Kur saldırısından sonra finansçılara ders vererek "Bu bilançoların yarattığı imkânlar bir şeye lazım olacaksa bugünler için lazım. Sermaye bir yere istiflenip de sadece kendinizi korumak için refleks geliştirmek değil" açıklaması yaptı. Sonra "Yurttaşsınız, çıkardığınız parayı bu ülkede kazanmışsınız. Bu doğru olmaz. Biz bu ülkenin sadece refahını paylaşmak için bir araya gelmiş bir topluluk değiliz" sözleriyle yurtdışına para çıkarmaya çalışanlara 'vatan'ın ne olduğunu kısaca özetledi.
Bugün rakamlara bakıyorsunuz...
İş Bankası'nın kredi büyümesi 1 yılda düşmüş. 6 aylık artış ise sadece yüzde 1.4 olmuş. Kamu bankalarının kredi büyümelerinin son bir yılda yüzde 20'ler düzeyinde olduğunu hesaba katarsanız, bu oran devede kulak!
Bilançosunu inceleyelim diyebilirsiniz.
Tamam eskisi gibi kar etme yok, mevduat toplama yok, takip oranı yok.
Ama açıklamalar ortada...
Hani ülke menfaatleri için kardan feragat edilebilirdi?
Bana kalırsa burada başka bir iş var!
Vallahi ne yalan söyleyeyim.
Bir kamu bankasının genel müdürü kadar ülke menfaatleri için çırpınan bir genel müdürün yönettiği bankanın bu eylemlerinin altında başka bir çapan oğlu arıyorum.
Aklıma da iki seçenek geliyor...
Ya İş Bankası'nın CHP'li yönetim kurulu üyeleri Adnan Bali ve icradaki genel müdür yardımcılarını kuşatma altına aldı. Ya da sendika, vakıf, yönetim hep birlikte baskı yapıyor.