Kulak verseniz hepsinin genel müdürünün ağzında 'dengelenme başladı, testi geçtik, normalleşiyoruz' lafları var. Ama iş faizi düşürmeye gelince bir anda OHAL durumuna geçiyorlar. Mevduat faizlerini düşürseler de kredi faizlerini aynı oranda gevşetmiyorlar. Vatandaştan 22'yle para toplayıp 29-30'la işadamına satıyorlar. Geçmişte hep 3-3.5 seviyesinde olan iki faiz arasındaki makas (fark) şu anda 7-8'lerde... Hatta bir ara bu oran 17-18'lere kadar çıktı.
Bir tek kamu bankalarında durum farklı... Onlar mevduat faizini yüzde 22-24, ticari kredi faizini 25 olarak uyguluyorlar. Fakat sektörün genelinde makas normal seviyenin iki katına çıkmış durumda...
***
Bankaların topladığı mevduatı kredi olarak satarken üzerine maliyet kalemlerini koymasına diyecek lafım yok. Fakat hesap şaşıyorsa diyecek lafım çok.
Gelin işin matematiğini anlatayım...
Bankalar kredi
faiz oranlarını belirlerken şu hesabı yapıyor:
Vatandaşın mevduatına verdikleri faizin üzerine 1 puan işletme giderini, 0.50 puan munzam karşılığı, 1 puan takipteki krediye ayrılacak parayı, 1 puan da kârı koyup işadamına satıyor. Yani mevduat faizinin üzerine 3.5 puan ekleyip topladıkları parayı kredi olarak veriyorlar.
Varsayalım bugün munzam karşılık faizi arttığı için oranı 0.75'e, reel sektördeki sıkıntılar nedeniyle de takipteki krediler için ayrılan 1 puanı 1.5'a çıkardılar. Diğer kalemler değişmediğine göre mevduat ve kredi faizi arasındaki farkın yine 5 puanı aşmaması gerekir.
***
O halde bu 8 puanlık fark neyin nesi?
9 aylık bilançolarına bakıyorsunuz, hepsi net faiz gelirlerindeki artışın etkisiyle kârdalar. Geçen yıl 9 ayda sektörün kârı 37.1 milyar TL'ydi. Şimdi yüzde 13.4 artarak 42.1 milyara çıktı. Mevduat ve kredi arasındaki makasın açılması nedeniyle net faiz gelirleri yüzde 31 arttı.
Beyler, kazandığınız parada gözümüz yok. Kâr edin de insafı da elden bırakmayın. Şapkanızı önünüze alıp düşünün. Lafla gemi yürümez, icraatlerinizi görelim.