Bir mal sahibi olacaksanız neye bakarsınız? Önce ekonominin durumuna bakarsınız değil mi? Önünüzü göremiyorsanız borç yapmazsınız. Siyasetin durumuna bakarsınız. Belirsizlik olacağını öngörüyorsanız parasal yükün altına girmezsiniz. Hele hele istikrarın devam edip etmeyeceğine yönelik şüpheleriniz varsa 10 yılınızı ipotek altına almazsınız.
***
Dün konut kredisi kampanyası verilerine baktım. Rakamlar
vatandaşın ülkeye bakışını
özetliyor. Evet, halk
ekonomide döviz kurlarından
kaynaklı bir sıkıntı
yaşanacağını öngörse
de uzun vadede ülkenin
istikrara kavuşacağını
biliyor. Bu nedenle
de bankaya borçlanarak
yatırım yapmaktan
kaçınmıyor.
Böyle düşünenlerin sayısı öyle az buz da değil...
Hatırlarsınız,
konut kredisi faizini yüzde 1'in altına düşüren kampanya 50 gün önce başlamıştı. Başbakan
Binali Yıldırım, Türkiye Bankalar Birliği'nin Genel Kurulu'nda açıklayınca kamu ve özel bankalar harekete geçmişti.
Ziraat Bankası öncülüğünde başlayan kampanyaya
Halkbank, Vakıfbank, TEB, Şekerbank, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım katılmıştı. Bankacılardan öğrendiğime göre,
sadece kamu bankaları kampanya başladığı günden bu yana 50 bin kişiye kredi kullandırmış. Bu çok ciddi bir rakam...
***
Detayına bakınca
Ziraat Bankası'nın lider olduğu görülüyor.
Banka, pazartesi akşam itibarıyla
24.479 kişiye kredi vermiş. Toplam kullandırım 3.4 milyar TL'yi geçmiş. Halkbank, 16.600 kişiye 2.5 milyar TL konut kredisi vermiş. Vakıfbank'ta da bu rakam 1 milyar TL'ye ulaşmış. Velhasıl, sadece
bu üç kamu bankasının
konut kredisi rakamı
7 milyarı geçmiş durumda. Diğer bankaları da hesaba kattığımızda bu rakam 8 milyar TL'yi dahi bulabilir. Neyse... Sizi rakamlara boğmak istemiyorum.
***
Anlatacağım şu ki, a
lgı operasyonlarıyla oluşturulan karamsar tablo aslında gerçekle örtüşmüyor. Yoksa, bu kadar insan 10 yıl vadeli kredi çekmeye kalkar mıydı?