Dün Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ yeni reform paketini açıkladı, detayları okumuşsunuzdur. Ben yatırımcıların önünü açacak paketi olumlu fakat aynı yanlışın tekrarı olarak görüyorum.
Neden mi?
OHAL sürecinde durdurulan iflas erteleme müessesesinin kaldırılmasıyla iyi yapılıyor yapılmasına da yerine getirilecek sistemde suiistimallerin önüne nasıl geçilecek o belirsiz. İflas erteleme müessesesini simsarların keşfettiği günleri hatırlayın. "Rus uçağı düştü, işler bozuldu", "Kurlar yükseldi, vallahi durum vahim", "Jeopolitik riskler var sen çıkar bana iflas erteleme" diyerek alacaklılardan tabir yerindeyse 'yırtan' patronlarımız iflas erteleme kararını çıkarabilecekleri mahkemelere koşuyorlardı. Sağolsunlar, oradan kağıdı çıkarınca da soluğu lüks araba bayilerinde alıyorlardı. Anadolu'da patronlara iflas erteleme mali danışmanlığı veren yerler bile vardı. Hükümet bu suiistimalleri görünce OHAL'le birlikte sistemi durdurmuştu. Şimdi iflas erteleme ve konkordatonun iyi yönlerinin alınacağı yeni bir sistemden bahsediliyor. İyi niyetli ama zora düşen şirket en çok 23 ay sürecek bir kurtarma sistemine alınacakmış.
Peki bu şirketlerin iflasa sürüklendiğini nasıl anlayacağız? Öyle ya, Türkiye'de 1 milyon 200 bin sermaye şirketi var. Kaç tanesi denetleniyor dersiniz. Sadece 6 bini. Denetim mekanizmasını doğru kurgulamazsak şirketin mali açıdan zora girdiğini tespit edebilir miyiz? O halde, adına iflas erteleme değil de kurtarma sistemi deyin. Bu da bir zaman sonra uyanıkların oyun alanı haline gelmez mi?
Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) mimarı Prof. Dr. Ünal Tekinalp'i arayınca düşüncelerimi teyit eden cümleler sarf etti. Hatta TTK'nın yazıldığı dönemi hatırlatarak hafızamı tazeledi. O dönemde yasaya iflas erteleme mekanizmasıyla birlikte denetim maddesi de konulmuştu. Başkanlığını Ali Babacan'ın yaptığı komisyonda TOBB, mali müşavirler, hazinecilerin baskısıyla denetim maddeleri yasadan çıkarılmıştı. Tekinalp'e göre, iflas erteleme müessesesinin yanlış kullanılmasının en büyük nedeni şirketlerin denetimden yoksun olması... Diyor ki, "Şirketlere denetim getirmezseniz, yeni getirdiğiniz sistemler de suyun üzerine yazılı kalır"...
Haksız da sayılmaz.