Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kızıyor, Başbakan Binali Yıldırım uyarıyor, BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben eleştiriyor. Ama nafile... Kamu bankalarında da özellerde de faiz aldı başını gidiyor. Hele hele mevduat faizlerindeki yarışı durdurabilene aşk olsun! Bankalar neredeyse ellerinde megafonla bağırıyor: Yok mu artıran!
Kayıtlara bakarsanız, bankacılık sisteminde ortalama mevduat faizi eylülde yüzde 12.69, kredi faizi ise yüzde 15.10 görünüyor. Peki gerçekten de böyle mi uygulanıyor?
Hayır tabii ki...
İsmini vermeyeceğim bir bankanın dün müşterisine mevduata yüzde 20 faiz verdiğini duyunca şoke oldum. Mevduatı yüzde 20'yle toplayan banka krediyi kaç faizle verir, varın siz düşünün.
Kimse dur diyemiyor mu?
Maalesef diyemiyor. Yani öyle ceza meza kesilemiyor. Ancak reklam yapan varsa ona müdahale edilebiliyor. Bir de hükümet aba altından sopa gösteriyor. Zira, faiz piyasada belirleniyor.
Şimdi bankacılar çıkıp kendini şöyle savunabilir: "Kardeşim devlet bile 2 yıllık borçlanmasını yüzde 13.75'ten yapıyor. 10 yıllık tahvilde faiz 12.33'le Kenya'yı dahi geçti. Merkez Bankası bana parayı yüzde 12.25'ten satıyor. Ben vatandaştan parayı yüzde 15.10'la topluyorum. 3 aylığına topladığım parayla 5 yıllık kredi dağıtıyorum. Çarkımı döndürmek için net faizden elime geçen para yüzde 2.41. Durum böyleyken, elimdekini nasıl yüzde 12'yle satarım."
Haklılar mı?
Bence değiller. Hatta işin kolayına kaçıyorlar. Eskisi gibi kredi dağıttıkları da yok. Öyle ya parayı devlete bağlamak işlerine geliyor. Tarihinin en yüksek kârlarını yazan bankalara sormak lazım. Ülke böyle içeriden ve dışarıdan saldırı altındayken biraz fedakârlık yapmak çok mu zor?