'Buraya da mı sızdılar' dediğinizi duyar gibiyim. Aynen öyle...
Türkiye'deki döviz piyasasında günlük hacim 4-5 milyar dolardır. Dün piyasada 210 milyon dolar dönüyordu. Yani, 10 milyon dolar alsan kuru 3 kuruş artırabileceğin bir piyasa. Sabah yurtdışı piyasaları dahi açılmadan dolar ve euro yukarı tırmanmaya başladı. İnsan "Bu kadar sığ piyasada döviz kurları rekor üzerine rekoru nasıl kırıyor" diye düşünüyor değil mi?
Anlatayım...
İki gündür yaşanan spekülatif artış öyle herkesin dediği gibi Meclis'te görüşülmeye başlanan anayasa paketi, ay sonunda Türkiye'yi değerlendirecek olan Fitch'in raporu, Moody's'in bankacılık açıklamalarından kaynaklanmıyor.
Sermaye piyasalarında faaliyet gösteren birkaç aracı kurumla konuştum. İşin perde arkasından Gezi'de, 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da başarılı olamayan Fetullahçı Terör Örgütü çıktı.
İstanbul Kapalıçarşı ve sermaye piyasalarına uçurdukları, sosyal medyadan pompaladıkları dedikodu tam bir deli saçması... Güya hükümet bankadaki döviz mevduat hesaplarına el koyup TL'ye döndürecekmiş.
Akılları sıra bunu yayıp parayı sistem dışına çıkarmak istiyorlar. Bankalararası piyasada işlem olmamasına karşın vatandaşı korkutup dövize talebi artırmayı, ekonominin çarklarını durdurmayı amaçlıyorlar.
Yaydıkları bu deli saçması dedikodu dün sokakta bir miktar etkili olmuş olabilir.
Bu işin sürdürülebilir olmadığını, döviz kurunun geri çekileceğini kendileri de biliyorlar.
Hatırlayın, geçtiğimiz günlerde de piyasada yabancı para çıkışına karşı önlem alınacağı haberleri yayılmaya başlamıştı. Başta Başbakan Binali Yıldırım ve ekonomi bakanları çıkıp tek tek yabancı yatırımcıyı rahatlatmak zorunda kalmıştı.
Son hamleleri de ona benziyor.
Anlayacağınız, FETÖ, taşla, sopayla, silahla, komployla başarılı olamayınca dedikoduya sarıldı.