Başlarken biliyorduk kolay bir süreç olmadığını...
Çünkü, mücadele edilen sıradan bir suç örgütü değildi.
30-40 yıldır devletin kılcal damarlarına kadar sızmışlardı. Her kurumda örgütlenmiş ve kendilerini kamufle etmişlerdi. Derin planları, dış destekleri, finans ve medya güçleri vardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde Paralel Yapı'yla mücadelede epeyce mesafe alındı alınmasına da tabir yerindeyse ancak örgütün 'büyükbaşları'na dokunuldu. Finans, güvenlik, istihbarat ve adalet ayağında örgütün 'küçükbaşları'nın halen devlete ihanet peşinde olduğunu biliyoruz, duyuyoruz.
Misal, örgütün vergi daireleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu'ndaki elemanları ya da Anadolu'ya sürülen hukukçuları...
Kimi zaten ihracat pazarları daralan, yüksek faizler nedeniyle finansman sıkıntısı çeken, nakit darboğazı yaşayan Anadolu'daki KOBİ'lere haksız yere vergi salıyor.
Kimi sigortalıların hak ve yükümlülüğünü yerine getirmediği bahanesiyle işyerlerine baskına gidiyor.
Kimi de son dönemde suiistimal edilen iflas ertelemelere jet hızıyla onay vererek piyasada domino etkisi yaratmayı hedefliyor.
Peki bunlara seyirci mi kalınacak?
Elbette hayır...
Cumhurbaşkanı Erdoğan nisan ayında aslında "Hâlâ bu yapıda kalmakta ısrar edenler başlarına gelecekleri kabullenmiş demektir" sözleriyle ipucunu verdi.
Öğrendik ki, devletin kılcal damarlarına sızmış ihanet şebekesi elemanlarına büyük bir temizlik operasyonu geliyor. Başta, vergi daireleri yeniden yapılandırılarak, örgütün uzantıları tek tek temizlenecek. Arkasından sıra SGK'ya gelecek. Benzer bir çalışma yapılıyor. Bölge teşkilatları inceleniyor.
Eminim, kamu kurumlarının Milli İstihbarat Teşkilatı ve Devlet Denetleme Kurumu'yla ahenkli bir şekilde çalışmaya devam etmesi ve 657 Sayılı Yasa'nın bir an evvel değiştirilmesi mücadelenin sonuca daha hızlı ulaşmasını sağlayacaktır.