Hakeminden oyuncusuna koçundan yöneticisine oyunun tümünü yaratan her birey büyük bir inançla sadece basketbol oynamayı ve oynatmayı düşünerek çok güzel bir gece çok güzel bir final maçı yarattılar. Bu sahnenin bir Euroleague Final-Four'undan çok farkı yoktu. Oyunun tekniğine dönersek iki takım arasındaki en büyük farkın oyun düzeni anlayışında oluştuğunu söyleyebilirim. Efes'de taşlar yerinde ağır. Her oyuncu düzende ve akışta rolünü çok iyi biliyor. Smith Kerem'i, Ömer Thorton' u, Emir Shumpert'i tuttuğunda hepimiz biliyoruz ki potaya sırtı dönük birebir post-up pozisyonu oluşuyor onlar için. Kaya-Kerem perdelerde atıcılara servis yaptıkları gibi, içeri devrilerek savunmadaki rotasyon artılarına bu seride hücum zenginliği de kattılar. Bir de gücün, güvencin, çabukluğun, potaya akıllıca gidebilmenin kısaca bugünün basketbolunun doğru değerlerini kullanabilerek nerelere gelinebileceğini özellikle bu seride başarı ile gösteren bir de Sinan var...
Kısaca koçun ağırlığı ve düzeni oyunun tümünde kendini gösteriyor. Fenerbahçe'de ise bir maç öncesinin ve dünün belki de her gecenin en değerlilerinden biri olabilecek Ömer Aşık ne zaman giriyor ne zaman çıkıyor kestirebilmek güç. Vidmar'la başladıkları pivot pozisyonunda Oğuz mu, Semih mi veya bir başkası mı hangisi 1 numaralı seçim anlamak çok zor.
Dün Solomon ile başlayarak "Sana ihtiyacımız ve güvenimiz var" mesajını verdiler ama en kritik dakikalarda o da benchte oturuyordu. Final maçlarının oynandığı bugünlerde hala sistem ve oyuncu arayışı içinde olmaları en büyük sıkıntıları bence. Son 13 saniyedeki düdüğe gelirsek. Bu pozisyon bu yılın çok açık ve net kuralı. Top kenardan oyuna girerken topsuz oyuncuya yaptığın faulün dozu ne olursa olsun sportmenlik dışı kabul edilir. Basketbolda o kadar çok parametre var ki doğal olarak da bir o kadar çok görev dağılımı. Bırakın koçu, asistan koçu; istatistikçiye, doktora, masöre giden çok büyük bir takım sorumluluğu.
Seriye büyük katkısı olacağı için Fenerbahçe Ülker yönetimi Mirsad ile 2 yıl imzalayarak sahanın dışından bile nasıl asist yapılabileceğini gösterdi. O faulün sportmenlik dışı olduğu bilgisi ile donanımlı bir Fenerbahçe Ülker benchi, olmaması gereken o son bölüme bilgileri ve otoritelerini kullanarak engel olabilirlerdi.
Yine de ne ilk iki maçın ikisini kazanan Fenerbahçe'ye "Kaybetti" ne de son 3 maçın üçünü kazanan Efes Pilsen'e "Bu işi bitirdiler" diye bakabiliriz ta ki son düdük çalınana kadar.