Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SELAHATTİN DÖNMEZ

Kurtuluş mu tuzak mı?

Herkes kilo vermek istiyor. Hem de en hızlı ve zahmetsiz şekilde. Giderek yaygınlaşan mide ameliyatları kurtuluş gibi görünse de aslında sadece belli kişilere uygulanabiliyor. Peki ama bu ameliyatlar kime uygun? Ameliyat öncesi ve sonrası nelere dikkat edilmeli?

Aşırı şişman hastalar kilo verme girişimlerinde genelde orta düzeyde başarı sağlayabiliyor. Üstelik verdikleri kiloları tedavi sonrasında kolayca geri alabiliyorlar. Obezite çalışma grupları; diyet, aktivite artışı ve ilaç kullanımı gibi girişimlerin aşırı şişman hastaların zayıflama başarısındaki yetersizliği nedeniyle Beden Kitle Endeksleri 40'ın üzerinde veya 35-40 arasında olan obezlere ameliyata engel olacak bir hastalıkları yoksa, cerrahi müdahale yapılabileceğini söylüyor. Bu tedavi seçeneği varken aslında sorulması gereken en önemli soru şu; aşırı kilolular için tek çıkış yolu mide ameliyatı mı? Bazı vakalarda evet. Ama şişmanlık sorununun çözümünde bu noktaya gelmeden yeme problemlerini çocukluktan itibaren kontrolde tutmak gerekiyor. Fast food, şekerli içecekler, yağlı besinler, yüksek kalorili endüstriyel ürünler ve evde yapılan hamur işlerinden uzak durmak şişmanlığa yatkın kişilerde ciddi sağlık sorunlarının doğmasını önlüyor. Fiziksel aktivite de önemli elbette. Hayatımıza spor yapma alışkanlığını eklemek şişmanlıktan korunmada oldukça pratik bir destek.

Yaygınlaştı, başarı oranı arttı ama ölüm riski var

Yeni tekniklerin uygulamaya girmiş olması ameliyat sonrasında komplikasyonların azalmasına buna bağlı başarının da artmasına olanak sağladı. Cerrahi yöntemler çeşitli olmakla beraber; mide kelepçesi, tüp mide ve midenin cerrahi kısıtlanması gibi yiyecek alımını azaltan yöntemler en sık uygulanan ameliyatlar. Bilim otoritelerinin hangi hastaya hangi tekniğin uygun olacağı ile ilgili fikir birliği bulunmuyor. Ancak ameliyat sonrası seyir de cerrahi yönteme göre farklılık gösterebiliyor. Bu cerrahi tekniklerin tipine göre de kilo verme biçimleri farklılaşıyor. Birçok aşırı şişman hasta cerrahi operasyon sonrası diyabetten uyku apnesine kadar kiloya bağlı gelişen hastalıklarından kurtuluyor. Ancak ameliyatın en önemli olumsuz yanı ölüm riskinin bulunması. Deneyimli klinik merkezler midenin bir kısmının alımı ile her 1000 kişinin 5'inde, laparoskopik mide kelepçesinde de her 1000 aşırı şişman hastanın 1'inde ölüm riski olduğunu bildiriyor.

Neden ameliyat?

İştahın düzenlenmesinde vücudumuzda ana hat bağırsak ve beyin hattıdır. Her birey, besin alımını bu sayede leptin, peptid YY, kolesistokinin gibi bu hatta salgılanan hormonlarla durdurmaya çalışır. Buna karşılık ghrelin denilen hormon yeme isteğimizin artmasını sağlar. Bu hormonların dengesi vücut ağırlığının değişikliği, aktivite yapıp yapmama ve yiyecek alımının içeriği ve de miktarından etkilenir. Zayıflarken bu hormonlarda iştah kontrolsüzlüğünün açığa çıktığı bir değişim yaşanır. Özellikle zayıflama sürecinin 3, 6 ve 12. haftaları oldukça önemli zaman dilimleridir. Çünkü araştırmalar kilo verirken bu dönemlerde tokluk sağlayan hormonlardan leptin ve kolesistokinin hormonlarının azaldığı, açlığı sağlayan ghrelin hormonunun arttığını gösterir. Bu da zayıflamada iştah kontrolsüzlüğüne neden olur. Zayıflarken iştah hormonlarının uyumsuzluğu yaklaşık bir yıl sürer. Yani kilo verirken yaklaşık bir yıl kadar şiddetli açlık ve yeme isteğinin olması psikolojik etmenlerden çok hormonsal zeminde ilerlemektedir. Bu durumu kontrol altına alamayan aşırı kilolular diyete uyum sağlayamadıklarını düşünür, zayıflama ilaçlarına da olumlu yanıt verilemediğinden çözüm ameliyata kadar gidebilmektedir.

Herkes kilo veriyor mu?

Mide ameliyatının başarısı ameliyat sonrası fazla kilonun en az yüzde 50'sinin verilmesi olarak değerlendirilmektedir. Örneğin 100 kg fazlalığınız varsa ameliyat sonrasında 50 kilonun çok hızlı bir şekilde verilmesi beklenmektedir. Ancak araştırmalar ve klinik deneyler ameliyat olan her 100 kişiden ancak 20'sinin bu ideal başarıya ulaşabildiğini gösteriyor. Özetle geri kalan 80 aşırı kilolu kişi cerrahi sonrası kilo verememekte ya da az kilo verse dahi onu geri almaktadır. İdeal başarıya ulaşan hastaların büyük bir kısmında da verilen kiloyu korumakta zorluklar görülebilmektedir.

Ameliyat sonrası yeme problemlerine dikkat

Cerrahi girişim sonrası aşırı şişman kişilerde yeme davranışlarında büyük değişim şarttır. Midenin kısıtlanması herhangi bir öğünde yenecek yemek miktarının zorunlu olarak kısıtlamasını sağladığından zayıflama kaçınılmazdır. Ameliyat olan hastalar çok az miktarda yemeye, yiyecekleri iyi çiğnemeye ve tokluk hissi oluşur oluşmaz yemeyi durdurmaya teşvik edilmelidir. Ancak her hastada bu aşırı kısıtlama diyete uyumsuzluk olarak adlandıracağımız tepkilerle kendini ortaya çıkaran bir yeme davranışı bozukluğuna zemin hazırlar. Bu durum aşırı şişmanlarda az miktarda yemesi gereken yiyeceği çok kalorili bir hale dönüştürerek tüketme eğilimi ve zayıflamanın zorlaşması olarak kendini gösteren bir duruma dönüşmektedir. Ayrıca midenin kabul edebildiği az miktarda yiyeceği olduğundan sık tüketme eğilimi ve sonrasında kilo yapmasın diye kusma ataklarının oluşması da ameliyat sonrası oluşan yeme davranış bozukluklarındandır.

Tıkınırcasına yemek yeme atağı oluşabilir

Cerrahi operasyon sonrasında aşırı şişman kişilerde sıklıkla görülen tıkınırcasına yeme problemi yüzde 2-49 arasında devam edebilir. Bu nedenle mide ameliyatı geçiren hastaların uygun psikoterapilerle bu olumsuz yeme davranışınından uzaklaşmaları gerekmektedir. Unutmamak gerekir ki ameliyat sonrası hastaların çoğu, yeniden kilo almaktan korktukları için kasıtlı olarak çok az yemeye eğilim gösterirler. Bu az yeme daha sonra aneroksiya, bulimia veya tıkınırcasına yemek yeme gibi sendromlar gelişmesine de neden olabilmektedir.

Kilolar psikolojik olabilir

Cerrahi müdahale öncesi ameliyata aday kişilerin büyük çoğunluğunda psikiyatrik bozukluk bulunur. Psikiyatrik sorunlardan en sık gözlenenler; anksiyete, duygu durum bozukluğu, tıkınırcasına yemek yeme ve kişilik bozukluklarıdır. Kişilik bozukluklarından en sık olanı kaçıngan kişilik bozukluğudur. Ameliyata aday kişilerde beden algısı bozukluğu ve çocukluk çağında istismar karşılaşılan sorunlar arasındadır. Araştırmalar psikiyatrik problemlerin cerrahi operasyonu engellemediğini gösterir. Ancak ameliyat sonrası psikolojik sorunlar çoğu hastada devam eder. Bunun için ruh sağlığı uzmanlarına başvurulmalıdır. Fakat bazı hastalarda zayıflama ile depresyon ve anksiyetede azalma ve sosyal ilişkilerde düzelme görülür.

Kimler ameliyata uygun?

Ameliyat sonrası aşırı kilo veren kişiler etraflarında imrenme duygusu yaratır. Bu da herkesin mide ameliyatı olabileceği ya da yağ aldırma gibi operasyonlar yaptırabileceği kanısının yaygınlaşmasını sağlar. İştah problemi yaşayan kişiler, "Midem küçülmediğine göre alsalar da bir an önce bu kilolardan kurtulsam" gibi düşüncelere kapılabilir. Oysa mide veya bağırsağın herhangi bir bölümünün cerrahi müdahale ile alınması gereken vakalar oldukça sınırlıdır. Yani herkes bu ameliyatlara uygun değildir.

18-60 yaş arasında bulunmak
Aşırı kiloya sahip olmak. Bunun anlamı Beden Kitle Endeksinin 40 ve üzerinde hesaplanması demektir.
Aşırı kilolu olmanın yanında uyku apnesi, hipertansiyon, diyabet, artirit ve kalp hastalıklarından bir veya ikisinin bulunması.
Diyet, ilaç ve egzersiz tedavisi uygulanıp başarı sağlanamamış olmak.
Obezitenin en az beş yıl varlığı.
Şişmanlığa bağlı psikolojik sorunların bulunması.

Sağlıklı obezler, fazla miktarda alkol ve uyuşturucu kullanan aşırı kilolular, tokluk merkezini baskılayan tümörü bulunanlar, ağır psikiyatrik hastalığı bulunanlar, çocuklar ve ergenler ile zeka geriliği bulunan kişilerin ameliyat olması uygun değildir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA