Bağırsaklardaki bakteri florasının bozulması sonucunda oluşan bu hastalık her 100 kişiden 20'sinde görülüyor. Beslenmede dikkat edeceğiniz bazı noktalarla SIBO'nun neden olduğu şişkinliğin önüne geçebilirsiniz. İnce bağırsaklarda aşırı bakteri üremesi anlamına gelen bir kısaltma olan SİBO, normalde kalın bağırsaklarda bulunması gereken çeşitli bakteri tiplerinin ince bağırsaklara geçerek burada çoğalmasıdır. Midenin asidi olan gastrik asit salgısı azalınca ince bağırsağın yüzeyinde bakterilerin aşırı üremesine sebep olur. SIBO hastalığında genelde 'Escherichia coli', 'Proteus, Klebsiella' ya da 'Enterococcus spp' bakterileri yer alır. Mide gatsrik salgısını etkileyen atopik gastrit hastaları, gastrik by pass ameliyatı olanlar, proton inhibitörü ilaçları kullananlarsa SİBO durumu görülmesi yaygındır. Ayrıca irritabl bağırsak sendromu, obezite, kronik böbrek yetmezliği, çölyak, diyabet, hipotroidi ve siroz hastalarında farklı biyolojik faktörlere bağlı olarak ince bağırsakta aşırı bakteri üretimi oluşabilmektedir.
Semptomlara sebep olan bu bakteriler kalın bağırsaktan ince bağırsağa doğru ilerler. Bu bakteriler bağırsaklarda hidrojen, hidrojen sülfür ve metan gazları üretir. Metan gazı bağırsak geçişini yavaşlatarak bakterilerin daha fazla üremesine sebep olur. Karın ağrısı, karında şişlik, gaz, ishal, kabızlık gibi belirtilerle kendini gösterir. Yapılan çalışmalarda SIBO'nun düşünülenden daha fazla insanı etkilediği bulundu. Son bilimsel verilere göre, irritabl bağırsak sendromu (IBS) teşhisi konan önemli sayıda insanın aslında SIBO'ya sahip olduğu görülüyor.
BAĞIRSAK BARİYERİNİ BOZUYOR
SIBO, ince bağırsak mukozasının hücrelerine hasar vererek gıdaların sindirimi ve emilimini oldukça fazla etkiliyor. İnce bağırsak mukozasında meydana gelen hasar bağırsak geçirgenliğini arttırarak geçirgen bağırsak sendromunun oluşmasına neden olabilir. Bağırsak duvarındaki geçirgenliğin artması, tam olarak sindirilmeyen besinlerin dolaşıma girerek bağışıklık sisteminin bunlara tepki vermesine yani gıda alerjilerine neden olur. Aynı zamanda bağışıklık sistemini uyararak kronik inflamasyona ve otoimmün hastalıklara neden olan komplikasyonlara da neden olur. Bakteriler kan akımına karışarak kronik yorgunluğa, ağrılara ve karaciğerde hasara neden olabilir. Bakterilerin salgıladıkları asitler de beyinde düşük dereceli inflamasyona neden olarak zihin bulanıklığı gibi nörolojik semptomlara yol açabilir.
B12 EKSİKLİĞİNE NEDEN OLUYOR
Çok fazla sayıda ya da yanlış tipteki bakterilerin ince bağırsaklarda bulunması gıdaların sindirimini veya emilimini bozduğundan beslenme yetersizliklerine yol açabilir. Bu bakteriler özellikle B12 vitamini gibi B vitaminlerini alıp bunların kendi hücrelerimize ulaşarak emilmesinin önüne geçerler. Gıdalarla aldığımız bazı amino asitleri veya proteinleri tüketerek hafif bir protein yetersizliği ve bunların parçalanmasıyla amonyak üretiminde de artışa neden olurlar. Amonyak detoksifikasyon gerektiren zehirli bir bileşiktir. Vücudumuz normalde her gün bir miktar amonyak üretir ama bakterilerin neden olduğu ilave amonyak üretimi detoksifikasyon sistemimiz üzerinde ek bir yük oluşturur. Bakteriler aynı zamanda safra asitleri üretimini etkileyerek yağ emilimini azaltır ve steatore dediğimiz yağlı dışkılamaya neden olabilir. Safra asitlerinin eksikliği, yağların sindirimini bozarak yağda çözünen A ve D vitaminlerinin emilimi bozarak bu vitaminlerin eksikliğine yol açabilir.
ISRARCI SİVİLCELERİN SEBEBİ SIBO OLABİLİR
Şiddetli aknesi olan kişilerde, bağırsak fonksiyonunu bozan ince bağırsak bakteri üremesi olma ihtimali 10 kat daha yüksektir. Bu kişilerde bağırsak geçirgenliği de yüksektir bu da aynı zamanda cilt gibi başka yerlerde de inflamasyona neden olan, vücut sistemlerinin içine daha zararlı bakterileri sokar. Bağırsak inflamasyonu, cildin tüm vücut için koruyucu bir bariyer görevi görme kabiliyetine olumsuz şekilde zarar verebilir. Cildin bütünlüğü tehlikeye girdiğinde, vücut enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı savunmasız kalır. Yoğurt, kefir, tarhana gibi probiyotik besinler; egzama, sivilce, sedef hastalığı gibi deri hastalıklarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bağırsaklar iyileştiğinde cildin yanı sıra vücudun diğer bölgelerinde de iyileşmeler görülür.
DİYABETLİLER RİSK ALTINDA
Vücudumuz; mide asidi salgılama, bağırsak kaslarının hareketi, bağırsaklarda vücudumuzu zararlı etkenlere karşı koruyan immunoglobulinlerin salınımı, normalde kalın bağırsak içeriğinin ince bağırsağa geri gitmesini önleyen bir valfin varlığı gibi farklı yollarla SIBO'yu önlemeye çalışır. SIBO, karmaşık bir hastalık olup genellikle bu koruyucu mekanizmaların bozulması ile ilgilidir. Mide asidinde azalma, çölyak, Crohn hastalığı, bağırsak ameliyatları, diyabet, sık antibiyotik kullanımı, karaciğer sirozu, böbrek yetmezliği, fazla miktarda alkol tüketimi, doğum kontrol hapları gibi durumlar bağırsak dengesini bozarak SIBO oluşumuna katkıda bulunabilir.
DÜŞÜK FODMAP DİYETİ SEMPTOMLARI AZALTIYOR
SIBO semptomlarının birincil tedavisi antibiyotiklerdir; fakat güncel çalışmalar, doğru beslenmenin aşırı bakteri üremesini azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle düşük FODMAP diyeti önem kazanıyor.
Düşük FODMAP, aslında üç aşamalı bir eliminasyon diyetidir. İlk olarak, yüksek FODMAP içeren yiyecekleri beslenmeden çıkartılır. Ardından, hangi besinlerin semptom yarattığını görmek için onları yavaşça yeniden beslenme planına dahil edilir. Semptomlara neden olan yiyecekleri belirledikten sonra, bu besinlerden kaçınabilir veya sınırlandırabilirsiniz. Diyetin eliminasyon kısmı iki-altı hafta süresince uygulanabilir, daha sonra her üç günde bir, herhangi bir belirtiye neden olup olmadığını görmek için diyetinize birer birer yüksek FODMAP içeren yiyeceği ekleyebilirsiniz. Süt, yoğurt, tahıl, ekmek ve kraker gibi buğday bazlı besinler, fasulye, mercimek, enginar, kuşkonmaz, soğan ve sarımsak gibi bazı sebzeler elma, kiraz, armut ve şeftali gibi bazı meyveler yüksek FODMAP içeren besinlerdir. Yumurta, et, badem sütü, pirinç, kinoa ve yulaf gibi tahıllar, patlıcan, patates, domates, salatalık ve kabak gibi sebzeler, üzüm, portakal, çilek, yaban mersini ve ananas gibi meyveler ise düşük FODMAP içerir.
ÖNEMLİ NOT: Düşük FODMAP diyeti uygularken bazı sebze ve baklagiller beslenme planından çıkarıldığı için lif tüketimi yetersiz kalabiliyor. Yeterli lif tüketimi açısından diğer sebze meyvelerden faydalanmanız gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Lif tüketiminin bağırsak sağlığına birçok fayda sağladığını unutmayın.