Bağırsaklarımızı bir boru şeklinde düşündüğünüzde, bu boruyu katman katman açtığımızda yaklaşık 400 metre karelik bir alanı kapladığı bilinmektedir. Düşünsenize bu bahsedilen alanın katman katman sarılarak vücudumuzun alt karın bölgesine yerleşebilmesi için sımsıkı bir yapıyla birbirine bağlanmıştır. Vücudumuza aldığımız kalorinin büyük bir kısmını beyin harcarken yüzde 40'lık bölümünü de bağırsaklarımız kullanmaktadır.
Buradan da anlayacağımız üzere bağırsaklar beyin kadar önemli bir değere sahiptir vücudumuz için.
Beslenmenizde şeker yüklü, rafine edilmiş tahıllardan yoğun, doymuş yağlı hayvansal ve bitkisel gıdalar, tatlandırıcılar gibi yapay zararlı maddeler tüketilirse zamanla bu birbirine bağlı hatta sıkı bağlı bağlara zarar vermeye başlamakta ve aralarında boşluklar oluşarak kan dolaşımına zararlı bileşiklerin geçişi hızlanmaktadır. Bu duruma inflamasyon yani iltihabik maddelerin üretiminde artış diyoruz.
HASTALIĞIN AÇILIMI
Geçirgen bağırsak sendromu; bağırsaktaki sızdırma durumunu veya bağırsaklardaki aşırı geçirgenliği ifade eder. Bağırsak yüzeyindeki hücreler arası sıkı bağlar bağırsak iç astarını sağlam tutmak ve iki önemli görevi yerine getirmek için burada bulunurlar.
İlki sindirilen yiyeceklerin emilerek sağlıklı besin bileşenlerinin dolaşıma geçmesini kolaylaştırmak diğeri ise zararlı mikroplar kontrol altında tutmaktır.
İşte tam burada sık ve uzun süre antibiyotik kullanımına maruz kaldıysanız, yüksek yağlı ve yüksek şekerli besleniyorsanız bu astar hasar görebilmekte dolayısıyla bağırsak sızdırma sıkıntısı oluşabilmekte sonrasında ise bağırsaktaki bağışıklık savunması bozularak vücudun başka yerlerine zincir reaksiyonlarla ince bağırsağın hastalıklarının meydana gelmesini kolaylaşmaktadır.
ZONULİN PROTEİNİ
Çok yakın zamanda bağırsak hattı hücreleri arasında sıkı bağların açılmasını düzenleyen bir proteini keşfettiler.
Bunun adına da zonulin proteini dediler. Zonulin yukarıda bahsettiğim seçici geçirgenlik sağlayan bağırsak hücreleri arasındaki sıkı bağlantıların gerekli olduğu zamanlarda açılıp kapanmasını kontrol eden hatta idare eden bir radar görevi görüyor diyebilirim. Bu radar sistemi besinlerin sindirim sonrasında açığa çıkan besin öğelerinin dolaşım sistemine taşınmasına yardımcı olan bir mekanizmadır. Zonulin proteini vücudun ihtiyacına göre salgılanmaktadır.
Aşırı salgılanması acil bir durumu yani bir rahatsızlığın ön bilgisi olabileceğini bildirmektedir.
RİSK ANALİZİNİZİ İYİ YAPIN
Sağlıksız besinlerle günlük ihtiyacımız olan karbonhidrat, protein, yağ, antioksidan, vitamin ve mineralleri sağlayamıyorsak; gıda alerjisi sorunumuz mevcutsa, aşırı toksik madde yüküne maruz kalıyorsak, sürekli ilaç kullanıyorsak, sık antibiyotik alıyorsak ve fazla alkol tüketiyorsak bağırsaklar arasındaki sıkı bağlar açılabilmekte, hasar gören bağırsakta yabancı maddelerin geçişi artmaktadır.
Bağırsaklardan karaciğere sızan bu toksik maddeler karaciğerin temizleme yani detoksifikasyon kapasitesini de aşınca bu bağırsaklardan kaçan toksin yükünü kaldıramaz hale gelmektedir.
Sonuç olarak bağışıklık sistemi de çökmeye başlayarak otoimmün sistem hastalığın ortaya çıkmasına veya olan otoimmün sistem hastalığın şiddetinin de artmasına sebep olmaktadır.
RAHATSIZLIĞINIZ VARSA BUNLARA DİKKAT EDİN
- GLUTEN ÖNEMLİ: Bağırsak geçirgenliği arttığında vücudumuz glüten ve diğer birçok antijenler altında baskıya uğrar. Eğer kişide otoimmün sisteme yatkın genler mevcutsa vücudun bağışıklık yanıtı oluşması zorlaşır.
Böylece bazı kişilerde inflamasyon belirteçleri artar ve vücut sürekli bir enfeksiyona sürüklenecektir. Bu nedenle bu süreçte glüten içeren tahıllar yerine glüten içermeyen kepekli pirinç, karabuğday, kinoa ve mısır ekmeği gibi besinleri tercih etmelidir.
- RAFİNE TAHIL VE ŞEKERİ KESİN: Şekerler, saflaştırılmış tahıllar ve früktozdan zengin mısır şurubu içeren tüm paket yiyeceklerin düzenli tüketimi bağırsak duvarının bariyer fonksiyonuna zarar verdiği düşünülmektedir. Özellikle bağırsak duvar yüzeyindeki mukus tabakasının incelmesini sağlayarak zararlı mikropların bağırsağa, bağırsaklardaki dışkı ile atılması gereken toksinlerin dolaşıma sızmasını tetikleyebilmektedir.
- ANTİİNFLAMATUVAR İLAÇ KULLANIRKEN DİKKATLİ OLUN: Nonsteroid anti inflamatuvar ilaçlar kullanıldıkça bağırsağın dış yüzeyini kapsayan yapışkan bariyer harap olabilmektedir. Özellikle uzun süreli bu tip ilaçların kullanılması bağırsak hücrelerinin gelişi güzel açılmasını sağlayan zonulin proteinin fazla salgılanmasını tetikleyerek bağırsaklarda sızıntının oluşmasına sebep olabilmektedir.
- VİTAMİN EKSİKLİKLERİNDEN KORUNUN: Bilimsel bilgiler bağırsak geçirgenliğinden korumayı destekleyen üç mikro besini tanımlamıştır. D ve A vitamini ile çinko minerali eksikliğinin bağırsak geçirgenliğinin artmasında etkili olabileceği belirtilmektedir. Bu nedenle kandaki D vitamini düzeyinizi kontrol ettirmeli, A vitamini ve çinkodan zengin beslenmeye özen göstermelisiniz.
- STRESİ AZALTIN: Kronik stresin bağırsakların geçirgenliğini arttırmaktan tutun da birçok gastrointestinal hastalıkların gelişimine katkı sağladığı bilinmektedir. Bu nedenle iş ve yaşamda stresin fazla olduğu süreçlerde bağırsakların bariyerinin hormonsal nedenlere bağlı olarak değişip hem gaz hem şişkinlik hem de dışkılamada değişikliği sağlayarak bağırsak iç dengesini olumsuz etkileyeceğini unutmamanızı tavsiye ederim. Stresi azaltmak için doğa yürüyüşleri, müzik dinleme, ara öğünlerde yoğurt, kefir, ceviz, süt, muz tüketmek aşırı stresi azaltmaya birebir diyebilirim.
- LİFTEN ZENGİN BESLENİN: Lifli besinler mideden sonra bağırsaklara geldiğinde ya sindirim işlemi ya da fermantasyona uğrarlar. Çoğunlukla fermantasyon olayı bağırsaklarda gerçekleşir ve kısa zincirli yağ asitleri üretimini arttırırlar. Bu durum bağırsağın yüzeyini saran yapışkanımsı koruyucu tabakanın kuvvetlenmesinde etkili olur. Yulaf, baklagiller, taze sebzeler, taze ve kuru meyveler, kuru yemişler mükemmel lif kaynakları olduğu için sağlıklı beslenmede mutlaka bulundurulmalıdır.