Propolis en yüksek antioksidan etki gösteren arı ürünüdür. Mikropları öldürücü, inflamasyonu önleyici, bağışıklık sistemini modüle edici, tümör oluşumunu engelleyici, kanser hücrelerine karşı savaşçı, ülseri tedavi edebilen, karaciğeri koruyan, kalp sağlığında etkili ve nörolojik hastalıklara karşı kalkan görevi gören bir etkisi olduğunu artık çok iyi biliyoruz. Bu kadar yararlı olması içerdiği 300'den fazla biyoaktif bileşenden kaynaklanıyor. Fakat içerisinde öyle iki bileşen var ki viral enfeksiyonlara karşı vücudun savunma sistemini şaha kaldırıyor: Kafeik Asit Fenetil Ester (CAPE) ve Pinocembrin… Bu fenolik bileşenler, özellikle virüsün hücrelere yapışmasını önleyerek hastalıktan korunmamıza katkı sağlıyor.
Pandeminin başlangıcından bu yana danışanlarıma her gün propolis kullanmalarını öneriyorum. "Maske, mesafe ve el hijyeni kuralına, dengeli beslenmeyi de ekleyelim. Bu bizi koruyacak" demiştim. Bugüne kadar sağlıklı bir süreçte, düşük kalorili bir diyet uygulayarak yağ dokusu kaybederken, koronavirüse yakalanan bir hastam şu ana dek olmadı. Ben bu durumu zayıflamalarına, egzersizle dinç kalmalarına ve propolis kullanarak bağışıklık sistemlerini güçlendirmelerine bağlıyorum.
SİTOKİN FIRTINASINI ÖNLÜYOR
Ağustos 2020 tarihinde Brezilyalı bilim adamlarının yaptığı ve Biomedicine and Pharmacotherapy dergisinde yayınlanan propolis konulu derleme haklılığımı kanıtlar nitelikte. Bu derlemede propolisin Covid-19 üzerindeki iki önemli etkisi vurgulanıyor. Birincisi propolisin antioksidan etkisini oluşturan fenolik bileşenlerinin hastalığın bulaşmasını önlediği ve virüsün ACE-2 reseptörlerine bağlanarak akciğerlerde yaratacağı ölümcül etki mekanizmasını önleyecek kadar etkileri olduğu idi. İkincisi ise propolisin sitokin fırtınası sendromu üzerindeki olumlu etkisiydi. Virüs bulaşmadan önce vücudumuzda inflamasyona neden olan IL-6, IL-1 ve TNF-α gibi belirteçlerin miktarını azaltarak; sitokin üretimini baskılayıp hastalığa karşı vücut direncinde artışa neden oluyor. Bu biyokimyasal mekanizmanın detaylı anlatıldığı derlemede, düzenli propolis kullanımının Covid-19 için çok önemli bir klinik tablo olan sitokin fırtına sendrom riskini azaltabileceği ve propoliste doğal olarak bulunan Kafeik Asit Fenetil Ester (CAPE) etken maddesinden günde 1200 mg kadar kullanıldığında, bu teröpatik etkinin görülebileceğinin altı önemle çiziliyor.
Bu yıl içinde yayınlanan pek çok makalede, propolisin, virüslerin çoğalmasını önlediği, kanın pıhtılaşmasını engellediği ve bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olduğu belirtiliyor.
Türkiye'deki propolisler analiz edildi
Avrupa Bilim ve Teknoloji dergisinin 2020 Ağustos sayısında yayınlanan Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü bilim insanlarının yaptığı araştırma sonuçları bomba etkisi yarattı. Ülkemizde piyasada ticari olarak satılan farklı çözücü ve taşıyıcı içeren, farklı üretim teknolojisi ve ambalaj tipleri ile üretilen tek kullanımlık, damlalık ve sprey formlarında propolislerin biyoaktif bileşenlerinin belirlenmesi üzerinde yapılan analiz çalışması tüketicilerin güvenle kullanabileceği propolis seçimi için çok değerli bilgiler edinmemizi sağladı. Araştırmada 14 farklı propolis örneği analiz edildi. Araştırma sonucunda piyasada etken maddesi güvenilir en yüksek değere sahip olan propolisin, son üründe taşıyıcı olarak su içeren ve saf propolis miktarı belli tek kullanımlık saşelerde olduğu tespit edildi.
Bu araştırma neden önemli?
Literatürde propolisin etkin olması ve size bahsettiğim hastalıklardan korunmada yarar sağlayabilmesi için yetişkinlerin günde 500-1000 mg kadar saf propolisin, en az 21 gün süreyle düzenli olarak kullanılması gerektiği söyleniyor. Eğer etken maddesi homojen olmayan ve tam olarak günlük ihtiyacı karşılayamayacak ürünleri tüketirseniz belki propolis tüketmiş olacak ama propolisin araştırmalarda bahsedilen viral enfeksiyonlardan karaciğer yenileyici etkisine kadar birçok önemli faydasından tam olarak yararlanamayacaksınız.
Bu araştırma propolis üreticilerinin, tüketicilerle iletişimde şeffaf ve kovandan-tüketime izlenebilir olmalarının önemini gösterdi. Yani hammadde kaynağı ve kalitesinden, son ürün ve etken madde içeriğine kadar yeterli bilgilendirme yapmaları gerekliliğinin önemini ortaya koydu.
Narlı propolis smoothie
MALZEMELER:
1 su bardağı ayıklanmış nar
1 adet orta boy muz
4 yemek kaşığı yoğurt
½ su bardağı su
1 saşe propolis
İsteğe göre 1 tatlı kaşığı bal
* Çocuklar için istenirse yoğurt ve su yerine 1 bardak süt kullanılabilir.
HAZIRLANIŞI: Tüm malzemeleri mutfak robotuna koyup pürüzsüz bir hale gelene kadar çekin. Yoğunluğuna göre dilerseniz biraz daha su eklemesi yapabilirsiniz. Ardından da keyifle tüketin.
Kovandan alındığı gibi tüketilmemeli
Propolis, işçi arıların doğadaki otsu ve odunsu bitkilerin kabuk, yaprak, dal, filiz, tomurcuk gibi çeşitli kısımlarından topladıkları reçineleri salgıladıkları enzimlerle birleştirerek oluşturdukları bir arı ürünüdür. Tüm bilimsel araştırmalar, propolisin kovandan alındığı haliyle tüketilmemesi gerektiğini söylüyor. Öncelikle ham propoliste bulunabilen balmumu ve birçok organik ve inorganik yabancı maddelerin uzaklaştırılması gerek. Sonra da ekstraksiyon işlemi uygulanarak etken maddelerin çözücüye geçirilmesi sonucunda elde edilen saf propolis şeklinde tüketilmesinin doğru olduğunun altını çiziliyor. Bu araştırmalarda propolisin değerli olmasını sağlayan ayrıcalığın, kovandan alındıktan sonra uygulanan ekstraksiyon işlemine bağlı olduğu özellikle vurgulanıyor. Kovandan alınan propolisin son ürünündeki biyoaktif bileşenlerin miktarı ve kalitesinin uygulanan ekstraksiyon tekniğinden oldukça etkilendiği belirtiliyor. Propolisin ekstraksiyonunda çözücü olarak etanol veya propilen glikol gibi alkol türevleri yaygın olarak kullanılmakla birlikte; günümüzde yeni geliştirilen teknolojiler sayesinde tüketicilere son üründe alkol içermeyen yeni nesil propolisler sunulmaya başlandı.
Bir uzman olarak önerim propolis seçerken mutlaka etiketini okumanız, son üründe etil alkol, mono propilen glikol ve polietilen glikol gibi alkol türevleri yerine su ve saf propolis miktarı belli olanları tercih etmenizi tavsiye ederim.
Nasıl tüketelim?
Propolisin bugüne kadar hamile ve emziren anneler ile 4 yaş altındaki çocuklar dışında tüketim açısından herhangi bir sorun yaratmadığı belirtilmiştir. Arı ürünlerine karşı alerjisi olanların kullanmasını önermiyorum.
Propolisin tadı buruk, acımsı ve kekremsidir. Bu nedenle taze sıkılmış meyve suyu içinde aromasının yumuşayarak rahatça tüketilebileceğini söyleyebilirim. Ancak propolisi su, maden suyu, balla karıştırıp çaylara, kahveye ve süte ekleyerek de tüketebilirsiniz. Çocuklara muzlu ballı sütle içirebilirsiniz.
Ben C vitamininden zengin taze meyvelerin suyunu sıkarak, içine propolis ekleyip içiyorum. Günün her saatinde, aç veya tok fark edilmeden içilebilecek dünyanın en kuvvetli antioksidanı olduğu için bazen kahvaltıda bazen ara öğünde kullanıyorum. 1 portakal, 1 mandalina ve 1 limonu sıkıp karıştırıyorum, içine bir saşe 250 mg saf propolis içeren propolisi katıp kolayca içiyorum. Bazen de taze sıkılmış nar suyuna biraz rendelenmiş taze zencefil ekleyip propolisimi katarak lezzetli bir formda tüketiyorum.
Pandemide virüslere karşı uyguladığım önemli bir sırrımı daha sizlere vermek isterim. Propolisi içerek kullanın ama bir de boğaz gargarası şeklinde de uygulamanızı öneririm. Su ve saf propolisten oluşan propolisi suya ekleyip karıştırın, boğazınızın derinliklerine kadar çalkalayın ve yutun.