Otomotiv dünyası, uzun süredir çevre dostu araçlar geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapıyor. Gerek hükümetlerin baskısı, gerekse çevre dostu araçlara verilen teşvikler, otomotiv firmalarının bu yöndeki çalışmalarını zorunlu kılıyor.
Ancak, sadece çevreci araç üretmek yetmiyor. Otomotiv firmaları bir yandan da üretim esnasında çevreye verdikleri zararı azaltmak için çalışmalar yapıyor. Alınan önlemler sayesinde fabrikalarda kullanılan su tüketimini azaltıyor ve enerji tasarrufu sağlanıyor. Amaç karbon ayak izlerini azaltmak. Ancak hala alınacak çok yol var.
Sıfır emisyonlu araçların yaygınlaşmasına yönelik çalışmalara imza atan Japon Nissan, üretim tesislerinde enerji tasarrufuna yönelik uygulamaları hayata geçiriyor.
İklim değişikliği ile mücadele eden binlerce marka ile işbirliği yapan Carbon Disclosure Project'e göre son 10 yılda karbondioksit emisyonlarını yüzde 22.4 oranında düşüren Nissan, en yüksek performansı sergileyen otomotiv markası oldu. Nissan bu orana ulaşmak için birçok önlem almış durumda.
Örneğin İngiltere'deki Sunderland tesislerinde bulunan 10 adet rüzgar enerji santraline ek olarak 19 bin adet güneş paneli tesis edildi. Rüzgar santrali ve güneş enerjisi panellerinden elde edilen enerji, tesisin enerji ihtiyacının yüzde 7'sini karşılıyor. 2013 yılından bu yana rüzgar santrali ve biomass yakıt olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanan Meksika'daki Aguascalientes tesisi bu şekilde enerji ihtiyacının yüzde 50'sini karşılıyor. Şirket anavatanı Japonya'da geliştirdiği yeni metodojilerle yüksek kapasiteli enerji tüketimine sahip fabrikalarında, temiz enerji kullanımında yüzde 8 ila yüzde 16 arasında artış kaydetti.
SU TÜKETİMİ AZALDI
Güney Koreli KIA'da, üretim tesislerinin çevresel etkisine yönelik önlemler alıyor. Otomobil imalatında su tüketimini, karbondioksit salınımı ve hava kirliliğini azaltılmaya devam eden KIA, atık maddelerin yüzde 93.7'sini geri dönüştürüyor.
KIA, suyun geri kazanım oranını artırmak için otomobil imalatı sürecinde ortaya çıkan yoğuşmuş buhardan elde edilen soğutma suyunun korunmasını sağladı. KIA'nın 2015 yılında toplam su tüketimi yüzde 5.5 azaldı. Birim başına su tüketimi 2003 yılından bu yana yüzde 38,5 oranında düştü.
2015 yılında, üretim esnasında üretilen birim başı karbondioksit emisyon seviyesi bir önceki yıla göre yüzde 2,8 oranında düşüş gösterdi. Ayrıca 2008 yılından bu yana toplamda yüzde 29.6 oranında azaldı. KIA'nın üretim esnasında oluşan karbondioksit emisyon oranlarındaki toplam azalma, 48 milyon çam ağacının yıllık karbon alımına eşdeğer olarak hesapladı.
Aynı zamanda, imalat süreçlerinde araç başına üretilen boya partikülleri, uçucu organik bileşikler, toz partiküller ve yanıcı gazlar gibi zararlı hava kirleticilerinin seviyesinde de azalma görüldü. Uçucu organik bileşiklerin seviyeleri 2005 yılına kıyasla yüzde 54,2 daha düşükken, hava kirleticilerinin emisyonu 2014'ten 2015'e yüzde 5 azaldı ve şu anda 2003 yılına oranla yüzde 53 daha düşük seviyelere geldi.
Sıfır karbonlu yaşama geçiş
Toyota ve WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) dünyadaki sürdürülebilir çevreye yönelik hedefleri için beş yıllık bir anlaşmaya imza attı. Bu işbirliği ile Toyota ve WWF biyolojik çeşitliliği artırmak, çevresel duyarlılığı yükseltmek ve sıfır karbonlu yaşama geçişi hızlandırmak adına birlikte çalışacaklar.
Toyota, WWF ile global bir kurumsal anlaşmaya imza atan ilk otomobil markası ve ilk Japon şirketi oldu. Bu ortaklığın bir parçası olarak Toyota, Yaşayan Asya Ormanı Projesi'ni destekleyecek. Buna göre Güney Asya'da tropik ormanları ve yaban hayatını korumak için bir dizi proje hayata geçirilerek daha yaygın hale getirilecek. Proje; kereste, kağıt, kağıt hamuru, palmiye yağı ve doğal kauçuk gibi doğal kaynakların sürdürülebilirliğini artırmaya odaklanacak. Marka 2016 için bu projeye 1 milyon dolarlık bağışta bulunacak ve toplam beş yıl destek vermeye devam edecek. Bu çalışma, Toyota Environmental Challenge 2050 hedeflerine ulaşma konusunda da desteğini artıracak. Bu çevre politikasıyla karbon ayak izinin sıfıra indirilmesi hedefleniyor.