Mutlu aile tablolarına imrenen, çocukların şen kahkahalarını, onların büyümesini ve gelişmesini kaçıran, kendi geçmişini keşkelerle anan pek çok insan var hayatımızda. Hani hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan ya da o anki mutluluğunun hep devam edeceğini düşünen, yaşadığı anın farkında olmadığı gibi, sevdikleriyle beraber olduğu için bunun kıymetini bilemeyen onlarca yaralı kalp... Sadık da onlardan biri, hayatının çoğunu pişmanlıklarıyla geçiren, geçmişini keşkelerle anan yalnız bir adam... Hayatı karısına ve çocuklarına zindan etmiş, işleri kötü gidince çabalayıp mücadele etmek yerine, 'ben size layık değilim' diyerek karısını çocuklarıyla birlikte terk edip gitmeyi kaçış yolu olarak görümüş.
20 yıl boyunca ne karısı Lale'yi ne de çocukları Defne ile Rüzgâr'ı görmemiş Sadık. İki çocuk büyüyor yetişkin birer birey oluyor kendi hayatlarını kuruyorlar ama hep bir yanları eksik. Babasız büyümenin yükü var üzerlerinde. Ona karşı öfkeleri dinmiyor. Ta ki bir telefon gelene kadar. Bir gece 'babanız hasta gelin alın' diye arıyorlar Defne'yi. Ne yapacağını bilemiyor, çaresiz gidip görüyor yardımcı oluyor babasına. Kız yüreği dayanamıyor yine de, öfkesini bastırıyor. Rüzgâr ise daha inatçı. 'Bizi bırakıp gitmeseydi, bizi terk eden adama yardım etmem ben' diyerek gitmiyor, kardeşi Defne'ye de kızıyor hatta. O arada ikisi de hasta yatağındaki anneleriyle ilgileniyor. Bir yanda yıllar sonra karşılarına bakıma muhtaç bir şekilde çıkan babaları, diğer yanda hasta anneleri... Eski güzel günleri tekrar yakalayıp, yeniden aile olabilecekler mi? Geçmişe sünger çekip babalarını affedebilecekler mi? Bu soruların cevabı vizyona yeni giren Akıldan Kalbe filminde.
Yapımı Sinehane ve Üs Yapım, yapımcılığı Süreyya Yaşar Önal imzası taşıyan, Burhan Gün'ün proje ortağı olduğu, senaryosunu Avni Tuna Dilligil ile birlikte yazan Özer Feyzioğlu'nun yönetmen koltuğunda oturduğu film akıldan kalbe bir yolculuk vaat ediyor izleyiciye. Üstelik kadrosunda da oldukça iyi isimler var. Kapalı gişe tiyatro oyunlarıyla ayakta alkışlanmaya devam eden ve daha fazla sinema filmi yapması gerektiğini düşündüğüm Kerem Alışık'ın başrolde yer aldığı, Şenay Gürler, Hande Soral ve Batuhan Bayar'ın ona başarıyla eşlik ettiği film dokunaklı yapısıyla duygulandırıyor izleyiciyi.
AİLENİN KIYMETİNİ BİLİN
Ailesi için her şeyi göze alan bir adamın, en iyiyi ve en doğruyu yaptığını düşünürken önce kendisini sonra ailesini yitirmesini ve bazı gerçekleri gözden kaçırmasını anlatan filmde Sadık karakterini, yani babayı deneyimli oyuncu Kerem Alışık canlandırıyor. Alışık, karakterin o dönüşümünü bakış ve hareketleriyle çok iyi yansıtmış. Zor rolün üstesinden gelmeyi başarmış. Özellikle kızı Defne'yle ve oğlu Rüzgar'la olan sahneleri, boğazları düğümlüyor, gözleri yaşartıyor.
Bu noktada Defne'de Hande Soral'ın, Rüzgar'da da Batuhan Bayar'ın hakkını teslim etmek lazım. İkisi de ikna edici bir performans sergilemişler. Anne'de Lale karakterini canlandıran Şenay Gürler de güçlü oyunculuğuyla övgüyü hak ediyor. İzlediğimiz şey geçmişte mi yaşanmış yoksa o an mı yaşanıyor ya da rüya mı diye düşündüren bir yanı var filmin. Nitekim film geriye dönüşlerle ilerliyor. Bazı tekrar sahneler, filmin anlatmak istediğiyle örtüşüyor. Ancak çocukların, belki o 20 yılda nasıl yaşadıkları ve neler yaptıklarıyla ilgili bir kaç küçük detay eklenseydi daha iyi olabilirdi. Neticede, aile olmanın, anı yaşamanın, zamanın kıymetini bilmenin, her şeye rağmen affetmenin önemini anlatan filmi izlerken, kendinizden çok şey bulacak gidip alilenize sarılacaksınız.
ŞIMARIK ÇOCUĞA GEÇMİŞ CEZASI
Çekildiği Rusya'da büyük ilgi görmüş 37 milyon izleyici tarafından izlenmiş Orijinal ismi Son of Rich olan film, Şımarık ismiyle ülkemize uyarlandı. Senaristliğini ve yönetmenliğini Onur Ünlü'nün üstlendiği komedi filmi güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Kerem Bursin ve Melis Sezen'in başrolünde yer aldığı filmde Erkan Kolçak Köstendil, Ahmet Mümtaz Taylan, Melisa Döngel, Cemal Hünal, Güven Kıraç gibi isimler de yer alıyor. 'Günümüzden şımarık bir genci pat diye 500 sene önceye bırakırsan, ne olur?' sorusundan hareketle çekilen film, eğlenceli dakikalar vaat ediyor.
Babasının verdiği ceza sonucunda kendini 16. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda bulan bir adamın hikâyesini konu edinen filmde Bursin, zengin bir babanın kuralsız, sorumsuz ve şımarık oğlu Mete karakterine hayat veriyor. Oğlunun durmak bilmeyen taşkınlıklarından yorulan ve buna bir son vermek isteyen babası (Ahmet Mümtaz Taylan), onu sıra dışı bir cezaya çarptırır. Mete, zamanda yolculuk yaptığına inanarak, 16. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda kurmaca bir köye gönderilir ve burada bir seyis olarak yaşamaya zorlanır. Mete'nin köyde karşılaştığı Asena (Melis Sezen), onun hayatını tamamen değiştirecektir.
VİZYONDA BU FİLMLER DE VAR
Oscar ödüllü Barry Jenkins'in yönetmen koltuğunda oturduğu animasyon filmi Mufasa: Aslan Kral, Mağrur Diyar'ın sevilen kralı Mufasa'nın beklenmedik yükseliş hikâyesini konu ediniyor. Mufasa, efsanesini Simba ve Nala'nın kızı Kiara'ya aktarmak için Rafiki'den yardım isterken, hikaye geçmişe dönüşlerle onun yetim bir yavrudan kraliyet soyunun mirasçısına dönüşümünü anlatıyor.
On Saniye, bir öğrenci annesi ile rehberlik öğretmeni arasında geçen gergin görüşmeye odaklanıyor. Ülkenin en prestijli lisesinde okuyan bir öğrenci, çektiği video nedeniyle okuldan atılır. Bu durum üzerine öğrencinin annesi Yasemin, okulun rehber öğretmeni İpek'i ziyaret eder ve ikili arasında adeta satranç oynanır. Erdi Işık'ın yazdığı tiyatro metninden sinemaya uyarlanan, Ceylan Özgün Özçelik'in çektiği tek mekanda geçen filmde Bergüzar Korel ve Bige Önal rol alıyor.