Özer Arkun, Göksun Çavdar ve Eralp Görgün'den oluşan Rubato grubu, yaklaşık 10 yıldır müzik dünyasında farklı bir yere sahip... Solo vokal ve çelloda Özer Arkun, klarnet ve soprano saksafonda Göksun Çavdar ve bas gitarda Eralp Görgün'ün yer aldığı grup ile yeni albümleri vesilesiyle bir araya geldik... 24 Kasım'da yayınlanan yeni albümleri 5 ve albümün çıkış parçası Yanılmışım şimdiden çok konuşulmaya başlandı. Biz de değerli sanatçılarla yeni albüm serüvenlerini, müzik dünyasındaki farklı yerlerini ve müzikseverlerle kurdukları güçlü bağı konuştuk... Haydi gelin o zaman grup üyelerine verelim sözü...
- Albümünüz 24 Kasım'da yayınlandı hayırlı olsun. Neler hissediyorsunuz şu anda?
- Bu albümü gerçekten çok özenerek ve uzun zaman emek vererek hazırladık. İlk defa dinleyicisiyle buluşacak yedi yeni şarkı var albümümüzde. Bizim için çok özel dostlarımızın ve kardeşlerimizin eserleri. Ayrıca sevgili Yıldız Tilbe, İlyas Yalçıntaş ve Tanju Okan'dan dinlediğimiz üç özel cover parça var. Çeşitliliğimizi yansıttığımız, tamamı canlı çalınmış.
ALBÜMLERDE TÜR ÇEŞİTLİLİĞİ VAR
- Günümüzde bir çok sanatçı veya bir çok grubu single tercih ediyor sizin beşinci albüm oldu bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Dijital olarak ve pazarlama açısından bu doğru olabilir, bizim de teklilerimiz var ama biz parçaların birbirini tamamladığını ve duygusal anlamda müzikal bütünlüğü olan albümlere inanıyoruz ve böyle bir proje yapmak istedik.
- Daha önceki albümlerinizde olsun ve bu albümünüzde de ummadığınız bir şarkının tahmininizden daha çok ilgisi olacak mı sizce?
- Yeni hazırladığımız şarkıların hepsinin ilgi göreceğini düşünüyoruz. Coverlar zaten bambaşka oldu ama yeni bestelerin hepsi kendi içinde öne çıkacak. Demlenerek büyüyecek. Uzun zaman dinlenecek bir albüm yaptık. Çok değerli dostlarımız Tan Taşçı, Bora Duran, Osman Şahin, Adnan Fırat ve Soner Han'ın bizler için yaptığı şarkılar birbirinden değerli. Hepsinin yerini bulacağını düşünüyoruz.
- Yaptığınız bir çok şarkı hit oluyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
- Açıkçası uzun zamandır beraber çalıyoruz ve birbirimizin fikirlerini birlikte büyütüyoruz, yaptığımız her işe ayrı özen gösteriyoruz ve gerçekten içimize sinene kadar uğraşıyoruz. Zorluyoruz ve neticesini almak için çalışmaya devam ediyoruz.
- Farklı türlerde şarkı bestelemeyi ya da söylemeyi düşünüyor musunuz?
- Biz albümlerimizde tür çeşitliliğini çalarken zaten yaşıyoruz. Dördüncü albümümüz tamamen türkü repertuvarıydı mesela. Aldığımız ya da bestelediğimiz her eseri Rubato tarzına göre yorumladığımız için her türe açığız. Bu albümde de Özer Arkun'un bir bestesi var. Kendi şarkılarımızı albümlerimize mutlaka koyuyoruz. Bunun müziğimiz için önemli olduğunu düşünüyoruz.
- Sizce bir müzisyen sadece kendi bestelediği şarkıları mı söylemeli?
- Bunun bir zorunluluk olduğunu düşünmüyoruz. Seyirci sizi şarkılara kattığınız farklı hava ve hissettirdikleriniz için tercih ediyor. Biz birçok albümümüzde ve sahnemizde farklı sanatçıların bestelerini söylüyoruz. Açıkçası seyircinin beklentisi de bu yönde ve bu bestecilerin, yazarların anılması, gelecek nesillere aktarılması için bu şarkıların söylenmesini gerektiğini düşünüyoruz. Önemli olan karşı tarafa o anı geçirebilmek.
- Şarkı sözlerini yazarken nelerden ya da kimlerden ilham alıyorsunuz?
Yılın yarısından fazlasını neredeyse farklı farklı şehirlerde sahnede geçiriyoruz . Birçok anı ve özlem biriktiriyoruz. Çok fazla yeni hikaye biriktiriyoruz. Bu anlar tercüman ve ilham oluyor çoğu zaman.
- Son zamanlarda rap arabesk biraz iç içe girdiler. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz sizce de böyle ?
- Aslında bu bizleri arabeskin müzikal ve duygu olarak bizleri ne kadar geniş bir yelpazede olduğunu gösteriyor. Gençlerin de bu vesile ile arabeski sevdiğini görüyoruz. Duygulara tercüman olmada saf ve özel bir yeri var arabeskin.
RİTMİK ÖZGÜRLÜK
- Grubunuzun ismi olan Rubato'nun anlamı nedir ve nasıl ortaya çıktı? Özel bir anlamı var mı?
- Rubato bir müzik terimidir. Bir müzik cümlesinde temponun serbest bir anlayışla hızlandırılıp, yavaşlatılması anlamına gelir. Yani bir tür ritmik özgürlüktür. Biz de müziğimizi bu özgürlük çerçevesinde oluşturuyoruz her zaman. Bununla alakalı bizim için özel bir anı var aslında; daha gruba isim koymamışız, ilk albümümüzün kayıtlarında Feraye türküsünü kaydederken Özer Arkun bazı bölümleri rubato çalalım dediğinde Göksun Çavdar grubun adını da bulduk demişti. Bir anda hepimizin sevdiği bir fikir oldu ve spontane bir şekilde grubumuzun adı ortaya çıkmış oldu.
EKİBİMİZ KOMANDO GİBİ
- Müzik dünyasında bir grup olarak kariyere devam edebilmek çok da kolay değil? Daha genç müzisyenlere var mı bu konuda önerileriniz?
- Grup meselesi biraz zor. Herkes birbirini sevmeli ki idare edebilmeli. Biz birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Ne düşündüğümüzü ne yapacağımızı bildiğimiz için birbirimize destek oluyoruz ve asıl en baştaki enerji ve tutkuyu korursanız başarılı olunabileceğini düşünüyoruz.
- Konserinizde sevenlerinizden aldığınız reaksiyonlar nasıl?
- Dinleyenlerimiz bizleri nerede olursa olsun yalnız bırakmıyorlar. 2 saat boyunca tüm duyguları birlikte yaşıyoruz. Seyirci de sahnenin bir parçası. Katkıları çok oluyor. Her gittiğimiz yerde bu enerjiyi aldığımız için üst üste konserler verebiliyoruz.
-Konser takviminize bir göz attım neredeyse bir ayın üçte ikisi sahnedesiniz nasıl dinleniyorsunuz çok yorucu geçiyor mu konserler?
- Ekibimiz komando gibi... Söylediğimiz gibi seyirci de sahnenin bir parçası. Beraber şarkılar söyleyip eğlendiğimiz için üst üste konserler verebiliyoruz. Enerji olarak bizi yüksek tutuyor bu.