Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK DURBAŞ

Şiirin de kokusu vardır

Önce anlamına bakalım: Nedir koku? Sözlüklere göre koku, cisimlerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duyu. Bir ikinci anlamı: Güzel kokmak için sürülen esans. Bir üçüncüsü: En ufak parça... Şiirlerin de neden bir kokusu olmasın? İşte Ece Ayhan'ın şiiri; o şiir zakkum kokmaz mı? Okurlarını da zehirlemek için. İşte Ülkü Tamer'in şiiri, parfüm kokar ve belki de parfümü yalnız o kullanmıştır şiirinde: "Ve küpelerinin arkasına sürerler kan parfümünü." İşte A. Kadir'in şiiri; sevgilinin özlemiyle bütünleşmiş bir ten kokusu: "Senin etinden, tırnağından ayrı, / senin kokundan uzak." Neden bir kokusu da olmasın şiirlerin? Şairlerin bulduğu koku kadar hiçbir koku uzmanı koku bulamamıştır. Nâzım Hikmet'te memlekettir, hasrettir, gelecek güzel günlerdir. "Al yanakları mis kokan Amasya elması..."dır. Ahmet Kutsi Tecer'de "Her yanda duyulan bir gül kokusu..."dur. Mustafa Seyit Sutüven'de "Bir kayadan duman duman / On yedi metre atlayan / Dağ kokusuyla yüklü su..."dur. Sait Faik'te acı zeytinyağı kokan meyhanedir. Ahmet Muhip Dıranas'ta lavanta çiçeği kokan kederlerdir. Sözü daha fazla uzatmaya ne gerek var. Bırakalım sözü şiirlere, kendi kokularını kendileri versinler. Orhan Veli: "Doldursa içimi orada / Baygın kokusu iğdelerin." Oktay Rifat: "Tuzlu bir deniz kokusu havada." Celal Sılay: "Getirdiğin rüzgârla ev kokuyordun." Melih Cevdet Anday: "Bir çift güvercin havalansa / Yanık yanık koksa karanfil." Ve İlhan Berk, belki de koku üzerine en çok yazan şairimiz. Onun Sarımsak şiirini anmak bile bize hak verdirecektir. Baştan başa bir kokudur o şiiri. "Ben ancak kokumla varım!" diyecek kadar. Ve Ceyhun Atuf Kansu, dünyanın bütün çiçeklerinin şairi; "Köy okullarında açan, gizli ve sessiz / O bakımsız, ama kokusu eşsiz..." çiçeklerin. "Akşam üstü / Balık kokan mahallelerin," şairi Cahit Irgat. "Buğday kokan avuçlarıyla,'' Niyazi Akıncıoğlu. Ve siz ki Salah Birsel, ne demiştiniz: "Siz ki keskin kokuydunuz dünyadan." "Burnunda çürümüş yemiş kokuları", sokaklara çıkan Sabahattin Kudret Aksal. "Kaldırımlarda yağmur kokusu"yla yeni bir şiire başlayan Attila İlhan. Metin Eloğlu, kokuyu değil, markasını yazmıştır: "Sana Chat- Noir'lar alam mı; / Koklayanın burnu düşsün." En 'erotik' giysisine bürünmüştür Can Yücel'de: "Dünyaya başlar gibi aybaşlarının kokusu / Kalkan al tıramvaydın ergenlik durağımda." Edip Cansever: Onun da şiiri gül kokar. Bir koku hayranı da Nihat Behram'dır; kuşların ve çiçeklerin hayranı olduğu kadar. Ahmet Ada toprak kokar. Ozan Telli de öyle. Behçet Aysan lavanta. Erdal Alova tuz ve yosun. Koku üzerine geniş oylumlu bir inceleme yapılsa daha neler çıkacaktır. Şairlerin kokularını toplamak aslında koku uzmanlarının işi olsa gerek. Bu, onlar için de yararlı olur. Böylece yeni kokular eklerler buluşlarına...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA