Elbette yazarlık ebedi değildir, hiçbir köşe de malımız değildir. Gün gelir gideriz, başka işlere sıvanır veya emekliliğin rahatına sığınırız. Ama eskaza böyle bir şey yapsam bile, gözüm arkada kalmayacak. Eleştirmen olarak değil belki, ama en azından şehircilik ve İstanbul yazılarım açısından. Artık bu konuları yakından izleyip doğruları yazan öylesine çok kalem var ki... Ve bunu derken, bu konuların ezeli takipçisi olan tecrübeli kalemleri kastetmiyorum. Gençleri kastediyorum. Yalnızca son bir haftada Milliyet'te Mehveş Evin, Hürriyet'te Melis Alphan ve Melike Karakartal öylesine güzel şeyler yazdılar ki... Bunlara Radikal-Pazar'da Bilgi Üniversitesi'nden Gökhan Tan veya Bodrum'da okuduğum Hürriyet- Ege'de Nihat Demirkol gibi isimlerin yazılarını da eklemeliyim. Ha, bir de bizim Emre Aköz var. Çamlıca Camii konusunda öylesine önemli ve çarpıcı iki yazı yazdı ki, şaşırdım kaldım. Artık gözüm kesin arkada kalmaz!