Ödev işlenen konuların değişik açılardan tekrar ele alınmasına olanak vererek bilgiyi pekiştirir. Yani daha önce kısa süreli hafızada tutulan bilginin, daha önce kurulmayan bağlantılarla daha değişik bölgelere de gönderilerek bağlantıların artmasını ve böylece uzun süreli belleğe yerleşmesini umar. Ancak nasıl ve ne kadar ödev verildiğine dikkat edilmesi gerekir.
Diğer yandan ödev yapmak, çoğu ailede erişkinlerin çocuklardan beklediği tek sorumluluktur. Onlar çocuğun kendi başına ödevlerini yapacaklarını ve sorumluluk duygularının gelişeceğini düşünür. Diğer yandan ev ödevlerini en sık hatırlatan ve yapılmaları konusunda baskı kuran yine ailedir. Bu sorunun bir kısmı çocuklardan kaynaklansa da, büyük bir kısmı da ailelerin kaygılarından kaynaklanır. Bu süreci daha kolay ve çatışmasız sürdürmek için yapılabilecek sayısız şey vardır.
Ödevleri sık sık sormak, sürekli olarak bir zaman dilimi belirtmeden ödevi hatırlatmak, ödev yapılırken ve sonrasında çocukla birlikte oturup, hataları düzeltmek ya da bunların tam tersi hiç ödevle ilgilenmeyip sonra kızmak yapılmaması gereken hatalar.
KARARLI OLUN, KONTROL EDİN
Bunun yerine çocuğun niçin yardıma gerek duyduğunu araştırmak, çocuğun gelişimine, yaşına ve durumuna göre ödev zamanlarını, belirlemek, ödevin çocuğun dikkatinin dağılmayacağı ve belirli bir yerde yapılması konusunda kural koymak sorunu çözmede işe yarar. Ödev kontrolü hem aileler hem de öğretmenler tarafından yapmalıdır. Ancak amaç; çocuğa kızmak değil, çocuğun gösterdiği çabanın izlendiğini anlamasını sağlamak olmalıdır.
Eğer çocukların ödev sorumluluğu almalarını engelleyen bir sorunları varsa ona çözüm aramak gerekir. Ama bir sorun yoksa, o zaman aileler kendi tutumlarını gözden geçirmelidir. Ailenin görevi en başta, uygun ortamı hazırlamak, kararlı olmak ve kontrol etmektir. Onun yerine endişelenmek, ondan daha çok olayı sahiplenmek çocuğun ödevi ailesi için yapması gereken bir olay olarak algılamasına neden olur. Herkes üstüne düşeni yapar, zamanında sorunlar belirlenir ve çözümler araştırılırsa ödev yapmak bir kâbus değil, verimli zaman haline gelebilir ve çocuğun her türlü gelişimine katkıda bulunur.
