Bir yaşından sonra bebekler iki mucize gerçekleştirir: Yürümek ve konuşmak. Bunlar mucizedir, çünkü ebeveynleri olmadan dolaşabilmek ve isteklerini anlatabilmek demektir. Bu yeni yeteneklerini kullanarak çevreyi tanımaya çalışırlar. Bir yandan bebeğin annesine bağımlılığı sürerken bir yandan da anneden kopmaya çalışır. Bu nedenle anneyle arasında devamlı bir çekişme başlar. Kabul ettiği bir şeyi biraz sonra reddeder, verdiği bir şeyi biraz sonra geri ister. Her şeye itiraz etmek ve 'yok' kelimesini sıkça kullanmak en önemli özelliği haline gelir. Bu dönemde çocuklar kendi yaş grubuyla bir arada bile olsa pek oynamazlar. Genellikle kendi kendilerine oynarlar. Birliktelikleri, sadece oyuncağı "Benim, benim" şeklinde paylaşamamaktan ibarettir. En çok sevdikleri oyuncaklar, ses çıkaran oyuncaklardır.
NEDİR BU KORKUNÇ İKİ?
Anne babaları endişelendiren ve 'korkunç iki' diye adlandırılan dönem, çocuklara tuvalet eğitiminin verildiği iki yaşın öncesini ve sonrasındaki altı aylık süreci kapsar. Anne-babaların bu eğitimi verme sürecinde çocuklarıyla yaşadıkları çatışmalar, eğitimin kendisinin güçlüğünden çok bu yaş döneminin kendine özgü zorluklarından kaynaklanabilmektedir. İki yaş, hem ebeveyn hem de çocuk için bir geçiş dönemidir. Bebeklik bitmek üzeredir. Çocuk, bazı şeylere sahip olmakla, ele geçirmekle ilgili planlar yapmaya başlamıştır ve bunun başkaları tarafından kesinlikle engellenmesini istemez. Tüm bunlar bebeklikten çocukluğa geçişin işaretleridir ve bu, tıpkı çocukluktan erişkinliğe geçişteki ergenlik dönemini çağrıştırır. Bu sebeple de 'korkunç iki' diye adlandırılır. En uyumlu çocuğun bile bu dönemde en sık kullandığı kelimeler 'benim' ve 'hayır'dır. Kendilerini güvende hissedebilmek için sınırlara ihtiyaç duyarlar. Kendi sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini öğrenebilmek için sürekli denemeler yaparlar. Üzülmesin, ağlamasın diye ona sınır koymayan, neyi yapıp neyi yapamayacağını net bir şekilde ifade etmeyen annelerin kendilerini ve bebeklerini zor günler bekliyor demektir. Çünkü siz sınırı koymadığınız sürece daha çok ağlayan, daha çok deneme yapan ancak istediği sonuca ulaşamayıp defalarca yeni denemeler yapmak zorunda kalan çocuklarınız olacaktır. Bu durum da hem siz hem de çocuğunuz açısından oldukça yıpratıcı ve hatta örseleyici olabilir. Bu yaşlarda çocukların dikkatinin başka yönlere kolay bir biçimde çekilebileceğini bilmek önemlidir. Bu, çocukla inatlaşmaya girmeden bazı basit sorunların halledilebilmesini sağlar. İnatlaşılan çocuk bazen istedikleri olmayınca tutturur, ağlar, kendini yere atar. Bu duruma 'babaları tutma' denir. Yapılması gereken, aşırı tepki vermeden, çocukla inatlaşmadan kendine zarar vermesini engellemek, ama bu davranış nedeniyle de istediğini yerine getirmemektir. Çünkü isteklerini bu şekilde yaptırmayı öğrenen çocuk, bu davranışını sürdürür.
TUVALET EĞİTİMİNE DİKKAT
Tuvalet eğitimi inatlaşma alanlarından biridir. Ne zaman başlaması gerektiği, nasıl davranılması gerektiği konusunda kargaşa yaşanır. Oysa her konuda aileye bağlı olan bebeğin kendi kontrolünde olan tek şey, kaka ve çişini tutma-bırakma özgürlüğüdür. Bunun da elinden alınmaya çalışılması, inatlaşmaya yol açar. Uygun zamanda, bezden kurtularak bu eğitimi almasına, kendi kendine yemesine, giyinmesine, temizlenmesine izin vermek, onun özerklik kazanmasını sağlayacaktır. Eğer yaş dönemine ilişkin özelliklerini iyi bilirseniz, sorunlar azalır. Böylelikle çocuğunuzun özgüvenli olabilmesi, yapabileceklerini yapıp, yapamayacakları için destek alabilen sağlıklı bir birey olabilmesi için gereken adımları atmaya başlamış olursunuz.