Başlığa bakarak mahkemelerden bahsedeceğimi düşünmeyin. Yaşamımızın her anında insanları ve olayları yargılıyoruz. Kimimizin gücü ve yetki alanı az olduğu için, yargılarımızın olumlu ya da olumsuz etkileri kısıtlı kalıyor. Etki alanımız arttıkça, verdiğimiz yargının sonuçları daha vahim olabiliyor. Ama her durumda yargıyı veren kişinin, bunun sonuçlarından sorumlu olduğunu unutuyoruz. Çocuklarımıza da yanlış yargıya varmayı, hatta yargıya varmadan sonuç çıkarmayı öğretiyoruz. Gazete haberlerinden başlayalım isterseniz.
KOCASINI BOŞUYOR
Gazetede yayımlanan haber, gazetenin satılma oranına göre değişmekle birlikte çok büyük bir kitleyi etkiler. Üstelik günümüz koşullarına bakıldığında, gazete satışıyla sınırlı kalmıyor, birçok internet sitesi, aynı haberi yazıldığı şekliyle alıyor ve etkiyi çoğaltıyor. Haber demek, haber değeri olan bir olayın yorumsuz aktarımıdır. Haberin yorumu ise başka bir iş. Ama eğer haberi kendi yargılarınızdan arınmadan verirseniz, okur da haberi değil, sizin yorumunuzu, daha doğrusu haber için verdiğiniz yargıyı okuyarak size göre bir yargı oluşturur. Geçen hafta bir haber dikkatimi çekti. Bir gazetede "Kadın kocasını boşuyor!" şeklinde yer verilen haber, birçok internet sitesinde de yayınlandı. Habere göre; genç bir çift, altı ay önce evlenir. Evliliklerinin ilk ayının sonunda erkek hastalanır ve beş ay hastanede kalır. Bunun üzerine de genç kadın, boşanmaya karar verir. Haberde, hasta eşini terk ettiği için 23 yaşındaki genç kadını suçlar bir tarz kullanılıyordu. Aslında her ikisi de tanınmamış kişiler oldukları için evlenmeleri ya da boşanmalarının haber değeri tartışılır. Üstelik çok daha ilginç öykülerle boşanan çiftler olduğu halde bunun neden ilginç geldiği de belli değil. Asıl önemli olan kişiliklerini, evde neler yaşadıklarını, hastalığın yaşam kalitelerini ve aile ilişkilerini nasıl etkilediğini, hastalık yokken neler olduğunu bilmememize karşın haberin veriliş şekliyle 'zavallı kocasını terk eden kötü kadın' yargısını okurlara sunan ve onların yargılarını da olumsuz etkileyen bir haberin sorumlusu kim olacak? Bu yargı, genç kadının bundan sonraki yaşamına neler getirip, neler götürecek? Hasta eşini terk eden erkekleri de bir başkası bu şekilde yargılayıp, benzer bir yazı yazacak mı? Basit bir yazım şekli yargılarımızı nasıl etkiliyor?
O ÇOCUKLA OYNAMA!
Acaba kaçınız çocuklarınıza "O çocukla oynama," dediniz? Çeşitli nedenlerle başka bir çocuğun kötü, hasta ve zararlı olduğuna karar vererek çocuğunuza bunu söyleyerek, diğer çocukla oynamamasını tembihlediniz... Bu kararınızın doğruluğundan nasıl emin olduğunuzu, bu yargıya nasıl vardığınızı hiç düşündünüz mü? Bu şekilde çocuğunuza hiç düşünmeden, denemeden, araştırmadan birileri hakkında yargıya varabileceğini öğrettiğinizi, onu önyargılı biri olarak yetiştirdiğinizin farkında mısınız? Sadece sözlerinizle değil, örnek olarak da onlara yanlış yargılamanın tartışmasız kabulünü öğretiyoruz. Mahalle komşunuz ahlaksız, komşunun evliliğindeki kötü kişiyi biliyorsunuz, bir haber hakkında hemen yargıya varıyorsunuz ve sizin yaptıklarınızı izleyen çocuğunuz, yargıya varmanın çok kolay olduğunu düşünüyor.
SOSYAL YARGI
Mahkemeler, araştırma ve incelemelerden sonra yasalara göre yargılar. En azından bu şekilde yapılması gerekir. Yargının sonrasında yine yasaların öngördüğü şekilde ceza verilir. Olması gereken, cezasını çeken kişinin yargılanmasının bitmesidir. Sosyal yargı ise bir kez suç işlemiş kişiyi cezasını çekse bile suçlamaya devam eder. Daha da kötüsü, suç işleyip işlemediği belli olmayan kişileri nasıl yargıladığımızı ya da yaptıklarını suç olarak değerlendirip, mahkum ettiğimiz kişileri düşünelim. Bunları yapabildikten sonra yasal yargılamaları eleştirme hakkımızı gözden geçirmek yararlı olacak.