Birbirinden farklı onlarca türü olsa da sadece birkaç farklı şekilde pişirildiğinde etleri oldukça lezzetli olan bu eklem bacaklı deniz kabukluları, fazlasıyla da enteresan bir genetiğe sahip. Mesela bizler gibi yaşlanma dertleri yok! Ne harika! Birkaç canlıya da bahşedilen her yıl kabuk değiştirme özellikleri sayesinde üzerlerinde hiçbir yaşlılık belirtisine rastlanmamasına ek olarak kopan veya kırılan uzuvlarını kolaylıkla yenileyebiliyor bu sert kabuklu eklembacaklılar...
SINIF ATLAYAN ISTAKOZ
Tıpkı modern dünyada zengin sofralarını süsleyen birçok yiyecek gibi ıstakoz da eskiden rağbet görmeyen bir yiyecekmiş. Hatta bir rivayete göre Ortaçağ'da iyileştirici etkisi olduğuna inanılan ıstakoz yakalanıp pişirildikten sonra kurutulur ve ancak toz haline geldikten sonra içilerek tüketilebilirmiş. Yani anlayacağınız değil insanların masalarını süslemek, yemeye bile tenezzül edilmezmiş. Kuzey Amerika'da ise Avrupalılar ilk yerleşmeye başladığı zamanlarda, Kanada'da bolca bulunan, avlanması kolay olan ıstakoz; kıyıda yaşayan fakir kesimin yiyeceği olarak görülmekte, dahası balık yemi olarak kullanılmaktaymış. 1840'lara gelindiğinde herkes rahatça bayıla bayıla yemeye başlamış bu deniz kabuklusunu. Günümüzde, halen birçok kişi tarafından deniz böceği diye de addedilmesi sebebiyle itibar görmediği doğru. Ancak bana soracak olursanız eti doğru pişirildiğinde pamuk gibi ve oldukça lezzetli. İster fırında ya da ızgarada sarımsaklı tereyağ ile, ister soğuk iken ceviche sos ile tüketin. Peki, canlı olarak satın aldığımız ıstakozları nasıl pişireceğiz? Canlı satın aldığınız ıstakozları kaynayan tuzlu suya atarak iki dakika haşlamanız ön pişirme için yeterli olacaktır. Sudan çıkardığınız ıstakozları buzlu suyun içine atarak pişirme işlemini durdurmak şart! Kıskaçlarını kopararak kaynayan suda üç dakika daha pişirmeyi ise ihmal etmeyin. Son olarak ızgara veya fırında pişirerek afiyetle mideye indirebilirsiniz.
ÇIĞLIK ATMAZLAR
Hazır canlı ıstakozları kaynayan suda haşlamaktan bahsetmişken, ıstakozların pişerken çığlık atmadığından da bahsetmek isterim! Evet, ıstakozlar çığlık atamazlar! Çünkü onların ses telleri yoktur. Zaman zaman pişirenlerin çığlığa benzer ses duymalarının asıl sebebi, ıstakozun içinde oluşan ve kabuğunun çatlaklarından geçen buhardır. Ve maalesef eğer ıstakoz bu şekilde canlı olarak pişirilmez ise tadı aynı olmayacaktır. Ve dahası, ani bir şekilde ölmeyen ıstakozlar besin zehirlenmesine bile sebebiyet verebilirler. Aman dikkat...
FIRINDA ISTAKOZ
900-1200 gram ıstakoz
3 adet orta boy sogan
1 adet orta boy kereviz
2 adet orta boy havuç
1 bağ maydanoz sapı
3 dal taze kekik
Yarım tatlı kaşığı tane karabiber
3 adet defne yaprağı
250 gr sirke
70 gram tuz
5 litre su
150 gr tereyağ
1 diş sarımsak
1 adet kırmızı thai acı biber
Yarım limon suyu
5 dal reyhan veya fesleğen Yarım çay kaşığı tuz
Yapılışı:
Öncelikle ıstakozu haşlayacağımız aromatik suyu hazırlamakla işe başlayın. Istakozu içine alabilecek bir tencereye yukarıdaki sebzeleri koyduktan sonra 30 dakika kaynatın. Daha sonra ıstakozu içine koyarak iki dakika boyunca haşlayın. Haşladıktan sonra ıstakozu buzlu suya koyarak pişirme işlemini durdurun. Kıskaçlarını koparıp kaynayan suyun içinde üçer dakika daha haşlayın. Derin bir kasede tereyağı ve tüm diğer malzemeleri homojen bir tereyağ elde edene kadar karıştırın. Daha sonra ıstakozu keskin bir bıçakla ikiye bölün. İçini temizledikten sonra kuyruk kısmındaki eti çıkarın ve kabuk kısmına lezzetlendirdiğiniz yağı koyup üzerine tekrar eti yerleştirin. Kıskaçları da kırarak içindeki eti de ıstakoz kabuğuna yerleştirip üzerine tereyağ eklemeyi unutmayın. Kabuklu kısmı dışa gelecek şekilde fırın tepsisine yerleştirin. Istakozun fırında kalacağı süreyi ıstakozun boyuna göre ayarlayın (ıstakozun her santimetresi için 45 saniye pişirilir) ortalama 10 dakika 180 derecede pişirin ve sıcakken servis edin.