Artık sonbahar İstanbul'a yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladı. Ben de okulların açılmasıyla tatil modundan çıkıp, yazın bittiğine kendimi inandırmaya çalışıyorum bu günlerde. Zorlansam da başaracağım! Okul ve sonbahar demişken, ilkokul 1. sınıfımın duvarında asılı bir mevsimler takvimi vardı, suluboya ile hazırlanmış. Şimdiki gibi kuşe kağıda baskılı veya tablet bilgisayarlı eğitimler o yıllara çok uzak! Neyse, bu takvimde güneş sonbahara gelince, her nedense diğerlerine göre daha hüzünlü resmedilmişti. Sohbahar hüznü dedikleri şey sanırım, o yıllarda da farkında olunan bir durummuş. Bugün ben de biraz o güneş gibi hüzünlüyüm. Çünkü bayram tatilini fırsat bilip Antalya'da yer alan Maxx Royal Kemer'de bir tatille veda ettim yaza! Her ne kadar İstanbul aşığı bir adam olsam da o sessiz ve doğa harikası yerden ayrılıp, İstanbul gerçeğine dönünce minik çaplı da olsa depresyona girmek kaçınılmaz. Kocaman bir alanda, yemyeşil Toros Dağları'nın etekleriyle, masmavi Akdeniz sularının buluşması... Oh la la! Otelin Meksikalı, Vietnamlı, Filipinli, Fransız, İtalyan, Japon ve tabii ki başarılı birçok Türk şeften oluşan kadrosu pek keyifli! Hepsi genç olmalarına rağmen oldukça sağlam birer özgeçmişe sahip. Başarıları da deneyimlerinden geliyor anlaşılan! Bu kadar yetenekli bir kadroya liderlik yapan Şef Rene Alcocer Vizarretea'nin Meksikalı olması ve benim güzel yapılmış Meksika ev yemeklerine olan özlemim sebebiyle, kendisine mutfakta beraber birşeyler hazırlamayı öneriyorum ve sıvayıp kolları giriyoruz mutfağa. Eski Hollywood yapımı filmler sayesinde, aklımızda her ne kadar sadece mafya ve uyuşturucu ticaretleriyle ya da Amerika'ya yasadışı yollarla göç etmeleriyle ün salmış olsa da yüzlerce yıllık tarihleri, gelenekleri, yemekleri ve hatta yeni dünyaya kazandırdıkları besin maddeleri ile de anılması gereken bir ülke Meksika! Avokado, mısır, vanilya, yer fıstığı, envai çeşit biber çeşitleri (chili), domates ve tabikii kakao...
MISIR VE CHILI İKİLİSİ
Aztek ve Mayalardan miras kalan bir hazine üzerine kurulan mutfakları, öncelikle İspanyollar tarafından fethedilmesi ve kolonileşmesiyle sonraları ise Fransız mutfağının popülaritesi sebebiyle oldukça zenginleşmiş. Civar ülkelerden aldığı göçler de mutfağına yeni malzeme ve teknik eklemek anlamında ona oldukça yarar sağlamış. Buna ek olarak, taktir edersiniz ki tüm dünyaya hızlı bir şekilde yayılan Amerikan fast food yeme biçimi en yakın komşusu olan Meksika'yı da pek tabii oldukça hızlı bir şekilde etkisi altına aldı. Fakat ne olursa olsun Meksikalılar mısır ve chili tüketiminden asla vazgeçmediler. Bir de son yıllarda çok sık duyduğumuz Tex- Mex diye adlandırılan, Teksas ve Meksika karışımı Amerikan yeme alışkanlığından bahsetmek istiyorum. Tıpkı Japon, Çin ve İtalyan yemeklerine yaptıkları gibi, Meksika yemeklerini de kendi damak tatlarına uydurmak adına değiştiren Amerikalılar, Tex-Mex adı verilen bu karışık yeme biçimini de kendi lugatlarına eklediler.
AZTEKLERİN HAVAN VE TOKMAĞI
Gelelim bu haftaki tarifimize... Fotoğrafın tam ortasında tüm görkemi ve albenisi ile duran 'karides molcajete'yi anlatacağım. Molcajete aslına bakarsanız bizim havan ve tokmağın Azteklerden kalma en antika hali. Orjinali volkanik kaya veya taşlar oyularak yapılan bu çok girintili havan çoğu zaman baharatları ve kuru mısırı öğütmek için kullanılsa da yediğim en güzel guacamole (avokado sos) bu havandan çıkma! Tabii sadece havan olarak kullanılmıyor bu değerli havan. Fotoğrafta da gördüğünüz üzere, yemekleri uzun süre sıcak tutma özelliği olması nedeniyle bizim güveç mantığıyla, hazırlanan bazı yemekler de molcajete içerisinde servis edilebiliyor. Evinde molcajete olmayan okurlarımız pek tabii toprak güveç kaplarını bu tarif için değerlendirebilirler.
KARİDES MOLCAJETE
Malzemeler
25 ml zeytinyağı
10 taze ayıklanmamış karides
250 gr domates, küp küp yemeklik doğranmış
Yarım soğan, yemeklik doğranmış
1 diş sarımsak, ince doğranmış
10 sap taze kişniş
2 adet taze jalepeno (yeşil meksika biberi)
1 çay kaşığı toz tütsülenmiş paprika
1 parça tavada kızartılmış hellim peyniri
Guacamole sos (daha önceki yazılarımdan tarife ulaşabilirsiniz)
Yapılışı:
Karidesleri zeytinyağı, tuz ve karabiber ile marine edin. Sosun hazır olmasına yakın, ızgara üzerinde 2-3 dakika iz verin. Sonra molcajete veya güveç kabının içine yerleştirin ve üzerine de ızgara hellim ve kişnişi koyun. Hazır olan sosu da malzemelerin üzerine döktükten sonra yemeğimiz servise hazır olacak. Sosun yapılışı: Domates, soğan ve sarımsağı ızgarada közledikten sonra bir tencereye zeytinyağı koyun. İnce doğranmış meksika biberi ve tütsülenmiş paprikayı 1 dakika orta kısık ateşte soteleyin. Daha sonra közlendikten sonra doğradığınız soğan, sarımsak ve domatesi de tencereye ekleyerek bir kaç dakika daha pişirin. Üzerini geçecek kadar su ekleyerek 15-20 dakika orta kısık ateşte pişirin. Piştikten sonra el blendarı yardımı ile pürüzsüz bir sos elde edene kadar çekin.