Hatay; gidenler bilir, medeniyetleri gerçekten de buluşturduğunu daha ilk adım attığınızda hissettiren, birlikte yaşama kültürüyle etkileyen, tadı damakta kalan bir şehirdir. Antakya Medeniyetler Korosu büyüler, mezeleri ve künefesi uçurur. İki kere gittim, ilk fırsatta tekrar giderim.
Fakat duydum ki, o geliyor! Tam da bu hafta, 4-8 Ekim tarihlerinde İstanbul'da Hatay Günleri hayata geçecek. Maltepe Sahil Etkinlik Alanı'nda...
Hatay Valiliği, Hatay Büyükşehir Belediyesi'nin desteği, HATAYDER (Hatay Eğitim, Kültür, Tanıtım ve Dayanışma Derneği) ve HATİAB (Hatay İşadamları ve Bürokratları Derneği) işbirliğiyle 7'nci defa gerçekleşecek bir etkinlik bu. Amacı, Hatay'ın kültürel zenginliklerini daha geniş kitlelerle paylaşmak...
Türkiye'de yaşayan neredeyse her etnik kökenden vatandaşın ve semavi dinlerin ibadethanelerinin, cemaatlerinin bulunduğu ve barış içinde yaşadığı, müşterek hayatın solunan havada bile hissedildiği bir yer Hatay. Tam da mülteci, sınır, komşu meseleleriyle meşgul olduğumuz bu dönemde, tam da bu sebeple 'Sen, Ben Değil, Biz Varız' temasıyla geliyor.
Neler olacak peki? Kına gecesi, Aba güreşleri, mozaik yapımı, el zanaatları, lezzet çeşitleri... Hatay mutfağının tepsi kebabı, kömbesi, salça ve baharatları, kireçte kabak tatlısı ve elbette ki... Künefesi! Hatay'ın anavatana dahlinin 78'inci yıldönümü nedeniyle Kadıköy Meydanı'nda yapılacak 78 tepsilik 'Künefe Şöleni' diyor ve susuyorum.
Fakat tek bir hakkınız varsa bu dört günlük Hatay harekâtından... Antakya Medeniyetler Korosu'nun 7 Ekim'de Aya İrini'de vereceği konser olmalı o. Düşünün ki künefeye rağmen diyorum bunu, ben bile! Zira insanı huşu içinde başka bir dünyaya götüren, tüyleri diken diken eden, ruha da yüreği de iyi eden bir tecrübe...
Yılmaz Özfırat'ın şefliğini yaptığı; Türk, Kürt, Ermeni, Alevi, Sünni, Ortodoks, Katolik ve Musevilerden oluşan 120 kişilik koro 'Yaradılanı sev, Yaradandan ötürü' felsefesinde. Birlikte söyledikleri ilahi ve şarkılarla sevgi, barış ve kardeşliğin hiç de imkânsız olmadığını düşündürüyor, tarifi zor bir huzur veriyorlar.
Antakya Medeniyetler Korosu
GÖBEKLİTEPE'DEN ANKARA'YA...
13-15 Ekim'de Ankara'da tarihle lezzeti buluşturan bir festival geçekleşecek. Lezzetten öte besin, hatta hayat diyebiliriz aslında. Tarih boyunca insanların temel gıda maddesi sayılan ekmeğin 10 bin yıllık hikâyesi, Göbeklitepe'den Ankara'ya gelecek, Sıhhiye'deki Cermodern'de sergilenecek.
Uluslararası bir festival bu; Azerbaycan'dan Almanya'ya, hatta Arjantin'e ve dahi Güney Afrika'ya, pek çok ülkeden gelenler olacak. Ünlü şeflerin workshop'larıyla hareketlenen ortamlarda, sadece bizimkiler değil dünya ekmekleri de arzı endam edecek.
Ekşi mayayla çıldırma arifesinde olanlarımız, farklı açılımlar görecek, tadacak. Hadi bakalım...
YAŞASIN! YİNE HEDEF ŞEHİRİZ!
Mastercard'ın dokuz yıldır sürdürdüğü ve tüm dünyada 132 şehri kapsayan bir 'Hedef Şehirler Endeksi' raporu var. Onun 2017 sonuçları açıklandı ve deee... Dı dı dı dınnnn: İstanbul yine Avrupa üçüncüsü oldu!
Dünya sıralamasında Bangkok iki yıldır birinci geliyor. İstanbul ise yaklaşık 9.16 milyon ziyaretçiyle Avrupa'daki üçüncülüğünü korudu, üstelik dünyada da sekizinci oldu. Dahası: Yeme içme alanında en çok harcama yapılan şehir kendisi. İlk sıradaki Bangkok'un peşinde, geçen sene de aynı pozisyonda olan Londra yer alıyor. Avrupa sıralamasında birinci olan da o.
Londra'yı Paris ve Dubai takip ediyor. Sonra Singapur. New York ise bir basamak gerilemiş. Bu şartlarda tüm şikayetlerimize rağmen gayet iyi durumda görünen İstanbul için daha da iyi haber: Geçen yıl 9 milyon olan ziyaretçi sayısı bu yıl sonuna kadar 9.5 milyona ulaşacak ve İstanbul, cazibe merkezi olmaya devam edecek... Amin.
EN PAHALI UÇAK YOLCULUĞU
Bu yaz en çok perşembe, pazartesi, pazar günleri ve de İzmir'e uçulmuş. Ayda 15 milyon ziyaretçisi olduğunu ve 300 binin üzerinde uçak bileti sattığını söyleyen Enuygun. com'un yalancısıyım.
Yurtiçi gözdesi İzmir'ken, yurtdışında en çok Bakü, Odessa, Amsterdam, Kişinev, Erbil, Stuttgart ve Düsseldorf ilgi görmüş. Site üzerinden satılan en ucuz uçuş 37.99 TL ile Adana-İzmir arası. Peki en pahalısı? Kanada-Japonya ve de 14 bin 853 lira!
En şaşırdığım veri şu: Bileti tek yön alanların oranının yüzde 78 olduğu söyleniyor. Yalnız seyahat edenlerin oranı da yüzde 71.5. Ne demek bu şimdi?
İnsanlar teker teker gidiyor ve geri gelmiyor mu? Fonda çalan Sessiz Gemi mi? Söyleyen Hümeyra mı?!