Hayata Dönüş Derneği'nde işimiz bitti. İstikamet Taksim Meydanı... Meydana iner inmez aileler etrafımı çevirdi. Ellerinde SABAH gazetesini sallayarak, "Allah sizden ve başınızdakilerden razı olsun. Sayenizde sorunlarımızı çözüyoruz" diyerek dualar ediyordu. Ee, sevindim tabii... Teşekkür edip yürüyüşe katılmak için izin istedim. Ama nafile.. Kolumdan yakaladılar, "Bi dakka! Hemen kaçmak yok. Çok önemli bir derdimiz var. Bunu ancak siz çözersiniz." Elimizden geldiğince yardım etmeye çalışırız. Buyurun.
"Biz artık kendimizi değil çocuklarımızı düşünüyoruz. Eğitim, istihdam ve hayata uyum sağlama gibi dertlerimizden vazgeçtik. Çocuklarımızın sakatlığıyla alay edilmesinden de vazgeçtik..."
İyi de daha ne gibi bir derdiniz olabilir ki?
"Artık çocuklarımızı sokağa bırakmaya korkar olduk. Gözü dönmüş kişiler tarafından kızlarımıza tecavüz ediliyor, erkek çocuklarımız da fiili livataya maruz kalıyor. Bu durum bizi derinden yaralıyor. Utancımızdan sokağa çıkamıyoruz. Devlet ivedilikle bu soruna çözüm bulsun." Dinlerken boğazım düğümlendi. Yanıt bile veremedim...
Zihinsel engellilere bu tür yaklaşımda bulunan gözü dönmüş, uçkuruna sahip olamayan vicdanı çürümüş kişilere cevap vermek terbiye sınırlarını aşar. Allah onları bildiği gibi yapsın. Buradan yetkililere sesleniyorum. Bir an önce zihinsel engellilerin bölgesel envanterini çıkarıp o insanları devlet şemsiyesi altına alın. Evinden kaçan zihinsel engelliyi takip edebilmek için ayaklarına ve ellerine elektronik bilezik takıp nerede oldukları bilinsin. Yoksa aileler kahrından ölecek.
NOT: Yerimiz yetmedi. Haftaya YKB'de ve Sancaktepe'de yapılan güzellikleri sizlerle paylaşacağım.