Fenerbahçe üçüncü defa eline gelen şampiyonluğu kaybetti. Ama öncelikle şunu söyleyeyim ki seyirci birinci dakikadan 95. dakikaya kadar iftihar edilecek nitelikte centilmence davrandı. Görünen o ki onları kudurtan Galatasaray kafilesinin bazı sivil elemanları ve özellikle kupa töreni oldu. Maç bitti ve saha bir anda savaş alanına döndü. Bütün bunların sorumlusu "Kupayı Kadıköy'de vereceğiz" diyen güçtür.
Böyle bir ortamda Kadıköy'de kupa vermemelisiniz. Aynı şey Arena'da olsa ve Fenerbahçe şampiyon olsa yine aynı şeyleri söylerdim. Toplumumuz bu tip şeylere hazır değil.
ÇAKIR'A TEŞEKKÜR ETMELİ
Gelelim maça... Kontrol, kontrol kontrol... Her iki takım da birinci dakikadan son dakikaya kadar bunu düşündü. Maçta neredeyse tek bir pozisyon bile yok. Galatasaray risk almadı, Fenerbahçe de düşük tempoda oynayayım, bulursam bir tane atarım dedi.
Aslında Semih Şentürk'ün kafası gol olabilirdi ama olmadı. Sonuçta şampiyonluk gitti. Söylenecek başka bir şey yok. Ne futbolcumuz ne seyircimiz ne de halkımız hiç alışık olmadıkları bir maçla karşı karşıya kaldı.
Aslında Cüneyt Çakır'a bazı hatalarına rağmen teşekkür etmek gerek. Maç bittiyse, maçta zaman zaman alevlenen olaylar çabucak yatıştıysa bunun baş mimarı hakem Cüneyt Çakır'dır. Semih'in golündeki kararı doğru. Kaleci degaj yaparken topu elinden çıkartıp degaj gerçekleşene kadar topa müdahale edemezsiniz.
KIRMIZI DOĞRU, FAUL YANLIŞ
Dia'ya gösterdiği ikinci sarı kart da doğru ama yardımcı hakem orada Dia'nın faul yaptığını söyledi. Oysa pozisyonda faul yoktu. Ama bütün bunlara rağmen Dia'nın protesto vuruşu Fenerbahçe için tam bir intihar oldu. Ujfalusi'ye ikinci sarıdan gösterdiği kırmızı da doğru. Zira düdükten sonra Ujfalusi oyunu geciktirmek için topu kenara vurdu. Bu da net bir sarı kart.