Maçtan önce biri Cüneyt Çakır'a dese ki "Maçı berabere bitir"; ancak böyle berabere bitirirdi. Çakır Avrupa'nın en iyi hakemlerinden biri, lakin dün gece çok ama çok kötü kararlar verdi.
Önce Trabzonspor'un attığı gole bakalım... Oyuna çabuk başlaması bir futbolcunun hakkı, burada bir sıkıntı yok. Topu alan Burak da ofsayt pozisyonunda değildi. Lakin Alanzinho'ya Engin'in yaptığı hareket faul değil. İkinci yarı Necati ceza alanı içinde boynundan çekilip düşürülüyor. Bu da penaltı. Ama Çakır bunu da yanlış değerlendiriyor.
Aynı Çakır maç başında hemen sarı kartlarına başvurdu. Eboue, Olcan, Engin, Zokora ve Emre Çolak art arda kartlar gördüler. Neredeyse ilk 20 dakikada görülen bu kartlardan sonra Çakır kartı kesti. Mesela ondan sonra Emre Çolak'ın atılması gerekiyordu, atılmadı. Terim'in kendisine ve yardımcı hakeme yaptığı sportmenlik dışı reaksiyonları gördüğü halde cezalandıramadı. Hele hele sarı kart gösterdikten sonra Eboue'nin hakemi kolundan çekip çevirmesi en az bir sarı kartlık hareket.
Gelelim ikinci yarıya... Hava topunda Mehmet Batdal-Giray mücadelesinde Trabzonspor lehine öyle bir faul çaldı ki bunun adı "Ne şiş yansın ne de kebap" felsefesidir. Bir hakemin kafasında şiş ve kebap olduğunda işte maç da dün geceki gibi yönetilir.
Cüneyt Çakır Trabzonspor'un kazandığı gol öncesi verdiği hatalı faul kararında kaldı ve bundan sonra gerek faul, gerekse sarı kart uygulamalarında inanılmaz hatalar yaptı.

Penaltı kararı doğru
Penaltıya değinirsek... Her ne kadar Alanzinho'nun kayarak müdahalede, top ayağından sekip koluna çarpıyorsa da bence penaltı kararı doğru. Zira Alanzinho topa kayarak hamle yaptığında, sağ kolu yukarıda. Bu kayarak müdahale eden bir oyuncunun doğal fiziki yapısı değildir. Maçın son dakikalarında bir kaleciye pas tartışması yaşandı. Ama Çakır devam ettirdi. Bu karar doğruydu. Zira Trabzonlu oyuncunun düşüncesi kalecisine pas vermek değil, araya girip topu kesmekti. 1-1 biten maça inanılmaz yanlışlarıyla damgasını vuran adam Çakır oldu.