Türk futbolunun yeni patronu Yıldırım Demirören oldu. UEFA'da yoluna devam eden, play-off şansı olan dev bir camianın başkanı niye kulübü bırakıp da bataklığın içine girmek ister, bunu hala anlayamıyorum. Ama madem Demirören TFF Başkanı oldu, bundan sonra onun ve ekibinin yapması gerekenleri hatırlayalım.
Yol haritamızın ilk durağı, 58. madde uygulansın mı, uygulanmasın mı olacak. Yani teşvik, şike ve teşebbüs de olsa, idarecileri bu fiillere karışmış takımlar küme düşsün mü, düşmesin mi? Aslında bunun cevabını Futbol Genel Kurulu yaklaşık bir ay önce çok net verdi. Hangi Genel Kurul? 27 Şubat'ta Demirören'i başkan seçen Genel Kurul...
Daha anlaşılır şekilde söylersek, Yıldırım Demirören'i büyük bir çoğunlukla Türk futbolunun patronluğuna getirenler, 26 Ocak'ta da yine büyük bir çoğunlukla "Futbolumuzdaki iffetsizliği çözün. 58'inci maddenin kılına bile dokunmayın" demişlerdi. Hatta o günkü oylamada Sayın Demirören, hem Beşiktaş hem de Kulüpler Birliği Başkanı olarak en ön sırada elini kaldırıp "58'inci maddeye dokunmayın" demişti.
YAPTIRIMLAR AĞIR OLABİLİR
Peki şimdi ne olacak? Yakışan, 58'inci maddenin uygulanması... Yani ya bir veya birkaç takımı eylemlerinden dolayı Profesyonel Disiplin Kurulu kararıyla küme düşüreceksiniz ya da beraat ettireceksiniz. Arası yok! 58'inci madde ya siyahtır ya da beyaz.
Fakat dedik ya, Türk futbol alemi fırdöndü gibi. Şimdi muhtemelen 58'inci maddenin değişmesi için kulisler olacak. Aslında UEFA ile yapılan pazarlıklarda bu maddenin bir defalık affı kabul görmüş, küme düşme cezalarının yerine puan silme, ağır para cezaları gibi yaptırımlarda uzlaşılmıştı. Lakin UEFA bu yumuşamanın olması için mutlaka Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu'nun kabulünü şart koşmuştu. Fakat bu kabul olmadı. Peki bundan sonra ne olacak?
"Ya herro ya merro" demek çok kolay gibi görünse de, yaptırımları çok ağır olabilir. UEFA'ya göre yargı kararını bekleyemezsiniz ve play-off'tan önce bütün icraatları yapmak ve suç varsa cezaları vermek zorundasınız. Hatta Sayın Yıldırım Demirören "Bütün bu işleri 22 Mart'a kadar tamamlamış olacak ve UEFA'nın karşısına tertemiz çıkacağız" diyor. Bu ancak tüm zamanların en büyük eyyam kararıyla olabilir. O da şu: Profesyonel Disiplin Kurulu toplanır. "Şike falan yok. Sahaya yansıyan hiçbir şey yok" der. Bütün takımlar beraat eder. Ve sözüm ona tertemiz çıkarsınız. UEFA bunu kabul eder mi? Dünya üzerinde yaşayan ve zeka seviyesi vasatın biraz üzerinde olan milyarlarca insanın da tahmin edeceği gibi, tabii ki kabul etmez.Kamu vicdanı kabul eder mi? Tabii ki etmez.