Bir eski hakem olarak yukarıdaki başlığı atarken çok zorlandım. Acaba İtalyan hakemin daha doğrusu hakemlerin haklarını mı yiyordum?
Düşündüm, taşındım, cevabım çok açık: ASLA.
Dün gece Galatasaray turu İtalyan hakemler nedeniyle kaybetmiştir. Diğer bir deyimle İtalyan hakemler Galatasaray'ı Avrupa yolunda gasp etmişlerdir. Sözüm ona UEFA kale direklerinin yanına birer hakem daha koydu. Bu hakemler kendi ülkelerinde en üst seviyede maç yöneten orta hakemler.
Ve onların Avrupa Ligi maçlarındaki görevleri sadece ceza alanı içinde oluşabilecek ihlalleri hakeme bildirmek.
80. dakikaya gidiyoruz. Maç 1-1. Belli ki atan kazanacak. Bu dakikada Caner topu ceza alanında rakibinden söküyor, rakibi yere düşüyor ve topu eliyle çeliveriyor.
Bu pozisyonu kale direğinin hemen yanında bulunan ve olaya 4-5 metre mesafedeki çizgi hakeminin görmemesi mümkün değil. Ama İtalyanlar görmüyor, ya da görmek istemiyorlar. Sonra da Caner kontrolü kaybedip arka arkaya gördüğü sarı kartlarla oyundan atılıyor. Ne diyelim; hakem kararlarının temyizi yok. Olan Galatasaray'a oldu. Dün gece Galatasaray hata yapmadı mı, tabii ki yaptı. İlk yarı her şey kontrol altındaydı. Ne zaman ki Elano çıktı tüm kontrol A.Madrid'e geçti ve golü buldular.

HAKEM HER ŞEYİ BERBAT ETTİ
Galatasaray'ın yediği goller ve verdiği pozisyonlar tamamıyla defans hatası. Reyes yürüyerek çalım atıyor, Uğur deneyimsiz bir futbolcu gibi ilk golde rakibini kaçırıveriyor. Ama özellikle ikinci yarıda Arda ve Keita'nın maçı kurtarma gayretlerini kutlamak lazım. Aslında maçı kurtaracaklardı da... Yenen ilk gol sonrası gelen moral bozukluğunu Arda'nın mükemmel ortasına Keita'nın vurduğu şık kafayla çabuk atlattılar. Ama dedik ya bir hakem her şeyi ama her şeyi berbat edip alıp götürebiliyor.
Sonuçta Galatasaray'ın bu sezonki ikinci hedefi de elinden uçtu gitti. Ama dün gece Galatasaray rakibinden daha kötü değildi. Turu kaybetmeyi asla hak etmediler. Ne İspanya'daki ne de dün geceki futbol Atletico Madrid'den daha kötü değildi. Ama dedik ya, bir İtalyan bazen çok şeye bedel.