SEVGİLİ Özhan Canaydın yıllarca başkanlık yaptığı Galatasaray'ı Sarımsakspor'a benzetmiş. Muhtemelen şu anda pişmandır. Basketboldaki sahtecilik skandalının Galatasaray'a büyük anlamda zarar verdiği doğrudur. Ama bunun tüm sorumluluğunu Galatasaray yönetimine mal etmek vicdansızlık olur. Dünyada IQ seviyesi biraz vasat olan bir insan bile bir hazırlık maçında sahtecilik yapmanın hiçbir anlamı olmadığını bilmesi lazım. Bu 'dangalaklık' niye yapıldı, hala anlayamıyorum. Bedelini Galatasaray basketbol takımı ödedi, şube sorumlusu Yiğit Şardan da son derece çağdaş ve sağlıklı bir karar alıp istifa etti. Ama bu olaydan sonra eski başkan ve yöneticilerin Galatasaray yönetimine ağır şekilde yüklenmeleri çok doğru değil. Mesala sevgili Özhan Abi zamanında Franck Ribery 100 bin Euro'su geç ödendi diye elden kaçırıldı. Aynı Franck Ribery'in şu andaki değeri 50 milyon Euro. Yine aynı Özhan Abi zamanında "100 milyon dolar kredi bulduk" diyerek kreditör şirketin genel müdürü Sahip Som'la basındaki boy boy fotoğrafları hatırlayın.
Peki bunun bir dolandırıcılık olduğu ortaya çıkmadı mı? Gelelim Ali Dürüst'e; 'Sahtekarlığın Galatasaray yönetiminin haberi olmaksızın yapılması mümkün değil' demiş. Sevgili Dürüst öyle şey olur mu? Yönetim bir hazırlık maçında sahteciliği niye yapsın? Amaç üzüm yemek mi, yoksa bağcıyı dövmek mi? Takdir Galatasaray camiasınındır.