Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AHMET ÇAKAR

Terim pişman mı?

Belçika maçının başlamasına bir saat kala Estonya-Bosna maçı bitmişti. Bosna maçı kazanmış ve Milli Takımımız'ın Dünya Kupası hayalleri bir başka bahara kalmıştı. Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Milli Takımımız'ın soyunma odasına indi ve belki de yaşlı gözlerle Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim'le kısacık bir konuşma yaptı. Özgener, "Sevgili hocam Dünya Kupası'na gitme umudumuz bitti. Ama olsun. Biz seninle 2012'ye kadar devam etmeyi çok istiyoruz. Zaten sözleşmemiz var. Sakin ol! Sakın bir anlık öfke ve üzüntüye kapılıp yanlış bir şey yapma" diyerek tekrar tribünlere çıktı.
Belçika'ya yenildik. Her yenilgi ya da hüsran sonrası dünyanın her stadında yaşanabilecek olaylar yaşandı. Gurbetçiler Fatih Terim ve Milli Takımımız'ı protesto ettiler. Terim öfkesini yine kontrol edemedi. Yine şeytana uydu ve fevri bir karar verdi.
Federasyon Başkanı, ayağına kadar gelmiş olmasına rağmen 90 dakika sonrası basın toplantısında Ermenistan maçından sonra görevi bırakacağını açıkladı. Bu samimi bir açıklama mıydı? Emin değilim...

BLÖFÜNE REST DEDİLER
Taktik ya da blöf müydü? Pekala olabilir. Çünkü Terim o gece görevi bıraktığını açıklayacak, federasyon sessiz kalacak, sonra Ermenistan maçı oynanacak ve milli takım problemi aylarca rafa kalkacaktı. Bu sessiz dönemde de federasyon Terim'in görevi bırakmasını kabul etmeyecek, spor kamuoyunun Terim'e olan öfkesi dinecek ve Terim de "Madem siz istifamı kabul etmiyorsunuz. Ne yapayım? O halde ben de göreve devam edeyim bari" diyecekti. Böyle bir süreç Fatih Terim tarafından pekala planlanmış olabilirdi. Niye olmasın ki? Aynı Terim Avrupa Şampiyonası'nda Almanya'ya kaybedilen yarı final maçından sonra da görevi bırakmadı mı?
Ama onu sonra rahmetli Hasan Doğan ikna edip devam etmesini sağlayıverdi.
Bütün bu planları bozan Futbol Federasyonu oldu. Fatih Terim'in maç sonrası verdiği bu sıcak karardan sonra, saatler geçmişti ki Terim'in blöfüne, rest deyiverdiler. Neydi bu rest?... "Terim'in hizmetlerine teşekkür ediyoruz. İstifası uygundur. Bundan sonraki yaşamında da kendisine başarılar dileriz."

SEVİMLİ İMPARATOR!
İşte belki de Terim'in planlamadığı buydu. Sonuç şu: İmparator da olsan anayasal bir kuruluş olan Futbol Federasyonu'nun maaşlı bir çalışanı olduğunu unutmamalısın. İmparator da olsan, dünyanın en karizmatik adamı da olsan Federasyon Başkanı ve Yönetim Kurulu hiyerarşisine ve hiyerarşinin kurallarına uymak zorundasın. İmparator da olsan senden daha genç yaştaki amirlerine 'çocuklar muamelesi' yapmamalısın. İmparator da olsan kontrolsüz gücün hiçbir zaman etkili güç olmadığını anlamalısın. Ve en önemlisi İmparator da olsan toplumun seni huzur veren ve sevimli bir imparator olarak algılamasını sağlamalısın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA