Haftalar önce, Fenerbahçe-Everton maçında bir taraftar tabancayla yaralanmış ve Disiplin Kurulu Fenerbahçe'ye bir maç seyircisiz oynama cezası vermişti. Bu karar, spor kamuoyunda da çok uzun süre tartışıldı. Farklı teoriler üretildi. Seyircinin aslında statta yaralanmadığı, dışarıda kurşunlanıp içeri girdiği iddia edildi. Ya da merminin stat dışından atılmış olabileceği söylendi. Ama tüm bunlara rağmen Disiplin Kurulu bizce haklı olarak Fenerbahçe Kulübü'ne cezayı verdi.
Pazar gecesi İnönü Stadı'nda yine birçok sportmenlik dışı olay vardı. Maç bitti, iki seyirci sahaya atladı. Biri engellenmesine rağmen, diğeri sahanın içine kadar girebildi. Yine gözlemci raporlarına göre, itfaiye aracından kopartılmış demir çubuklar sahaya atıldı. Ve işin en kötüsü Beşiktaş seyircisi kendine hiç yakışmayan ve Türkiye'nin en hassas olduğu konuda en sorumsuz tezahüratı yaptı. Diyarbakırspor'u ve Diyarbakır seyircisini "PKK dışarı" diye taciz etmek, ayıpların en büyüğüdür. Bütün bu olayları alt alta koyduğumuzda Beşiktaş'ın da en ağır biçimde cezalandırılması gerekir. Pazar akşamı NTV'deki programda olayın sadece futbolcular arasındaki kavgayla sınırlı kaldığını biliyorduk. Ama sonradan öğrendiklerimiz, tablonun daha da vahim olduğunu gösteriyor. Sezon başında, böylesine bir maçta, böylesine olaylar yaşanması çok üzücü. Şimdi Disiplin Kurulu'na çok önemli bir görev düşüyor. Bütün sportif yanlışları en ağır biçimde cezalandırmazsanız, ilerleyen haftalarda ligimizde yine büyük olaylar çıkacak demektir.