G.Saray inanılmaz bir fırsatı bağıra bağıra tepti. Bırakın kazanmayı bir puan alsa bile Kadıköy'e finale çıkacaktı. Kadıköy'de de kazansa lider olacaktı. Ama Hagi hata yaptı. Son 20 dakikada Ankara'dan gol sesi gelmiş, Ankaragücü öne geçmişken atacağın bir gol ve alacağı sadece ve sadece 1 puan ipleri tekrar G.Saray'ın eline geçirecekti. Ama Hagi tuttu Hakan Şükür'ü çıkarttı. Hakan Şükür'ü bütün maçlarda oyundan çıkarabilirsin bu maçta da çıkarabilirdin ama son yarım saat değil. Çünkü son yarım saat tam bir sinir harbi ve doldur boşalt şeklinde geçti.
G.Saray'da hücumu zorlayan tüm oyuncular çaylak... Ribery dışında ne yaptığını bilen pek yok. Ne Kabze ne Sabri ne de Necati oyunu domine edemiyorlar. İşte bu dakikalarda Hakan mezarda da olsa onun iskeletine ihtiyacın var. Son saniyede bir pozisyon olur o çok kötü oynayan hatta yürümeye bile hali olmayan Hakan sırf 20 yıllık geçmişi ile vurur gol yapar ama Hagi bunu çözemedi. Aslında G.Saray maçı ilk yarıda kaybetti.
Youla ve Ali Tandoğan, G.Saray'ı belki de şampiyonluk umutlarını Ali Sami Yen'e gömen oyuncular oldu. İlk 45 dakika Ergün'ün koruduğu sol kanat tam bir yol geçen hanı. Böyle pozisyonlar geldi ki buradan yine Hagi hiçbir önlem alamadı. Youla tüm maç o kadar saklı oynadı ki sırf sürat kalitesi G.Saray'ı allak bullak etti.

Hakem Yıldırım seyirci kaldı
Orta sahada biraz Conceiçao birşeyler yapmak için çırpınıyor ama böyle maçlarda çok önemli olan deneyimli oyuncu eksikliği G.Saray'ı paniğe sürükledi. Oysaki G.Saray seyircisi çırpınıyor 'ne olur çocuklar bir gol atın' diyordu. Çünkü fiili anlamda dün geceki maçın bir puanla ya da üç puanla bitmesi çok önemli değil önemli olan maçı kaybetmemekti. Ama G.Saray önce panik sonra da Hagi'nin tarihi yanlışı ile maçı kaybetti ve bence bu iş bitti.
Herşey haftaya belli olabilecekken şimdi rakibinin ekmeğine yağ süren G.Saray, Kadıköy'e ahlarla vahlarla gidecek. G.Saraylılar 'Biz nerede yanlış' yaptık diyecekler. Ama dün gece atı alan çoktan Ali Sami Yen'den geçti bile. Gelelim hakem Yunus Yıldırım'a. Maç boyu G.Saray'ın takımını sürükleyen oyuncusu Ribery idi. Ama onu dövdüler. Her pozisyonda faulle oyundan düşürdüler. Zaman zaman öylesine kasti sertliklere maruz kaldı ki sakatlanmaması içten bile değildi. Ama maalesef hakem Yıldırım, Ribery'e yapılan bu soykırıma seyirci kaldı. Tıpkı ilk yarıda Mustafa Özkan'ın bir hava topunda elle oynamasına seyirci kaldığı gibi... Bu pozisyonda Mustafa kolları nerdeyse bir voleybolcu gibi havaya yükseliyor top ise Hakan'dan sekip Mustafa'nın elinle buluşuyor ama Yıldırım'ın böylesine önemli bir pozisyonda penaltıyı çalmaması kabul edilebilir bir şey değildi.