PKK'ya hamilik yapan Celal Talabani'nin oğlu Bafel Talabani'yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan uyarınca aklıma Yüzbaşı Cem Ersever geldi...
Cem Ersever sık sık Kerkük'e gider, Mesud Barzani ile Celal Talabani'yi ayağına çağırıp azarlardı.
Anlattığına göre ikisi de Ersever'den hem korkar hem de çekinirdi.
Binbaşı iken Ankara'da şehit edilen Cem Ersever, 12 Eylül'de Trabzon'da görev yaptı.
Gece gündüz Oflular ile bölge insanının belindeki tabancalara hep el koydu.
Bu yüzden kimi fanatikler onu öldürmek bile istedi!
Dönemin Of Belediye Başkanı Mehmet Emin Sarıalioğlu olay çıkmasına mâni oldu.
Ardından Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Mehmet Kral Paşa'dan Cem Yüzbaşı'yı Of'tan almasını, aksi hâlde Oflunun asker katili olarak anılacağını söyledi.
Kulaklarımla şahit oldum; Kral Paşa, "Onu almaya benim gücüm yetmez. Cem Yüzbaşı, Eşref Bitlis'in adamıdır" demişti.
Eşref Bitlis hasta yatağında, komutanlarına "O çocuğa sahip çıkın" demişti.
Cem Yüzbaşı sıradan bir subay değil, ilginç bir subaydı.
Bahçede otururken Sten tabancasıyla bana ateş etti.
Mermi bir milim sapsa bu satırları yazamayacaktım!
Örgüt şemasını hazırlarken arkadaşımla yanına gittiğimde MP5'i bize doğrultup, "Komünistler dışarı" diye bağırmıştı...
Ersever her iki olayda da cesaretimizi sınamış meğer!
Oğuz Aral'ın "Gündüz İnsan Gece Hırt" sözü mottosu olmuştu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, özel oturumda Celal Talabani'nin büyük oğlu Bafel'in PKK'ya alan açtığını, tutumunu değiştirmezse gerekeni yapacağını söylemesi beni 44 yıl önceye götürdü. Ersever, Talabani ve Barzani'nin kaypaklığından söz ederdi.
Eşref Bitlis Paşa, "O çocuğa sahip çıkın" sözünü boşuna etmemişti.
Ama biz bu iki büyük komutanı koruyamadık maalesef!
***
ARSUZ'DA TAPULAR İPTAL EDİLDİ
Hatay'ın Arsuz ilçesinde "satılamaz" şerhi konulmuş milyarlık arazileri sahte vâris ve vekâletlerle ele geçiren "emlak çetesinin" tezgâhını geç de olsa bozduk!
Gazeteciliğin en keyifli anını bu sayede yaşadık...
Günlerce bir rezaleti yazıp ses çıkmadığında üzülürüz!
Ama yazdıklarımızın boşa gitmediğini görünce keyiften dört köşe oluruz!
Fransızların, ABD vatandaşı Sayek ailesine bağışladığı devlet arazilerini korudum.
Kişilerle zerre kadar işim olmaz.
Lübnan'dan alınan sahte belgelerle devlete kurulan tezgâhı yazdım.
Avukat Necati Yıldız, açtığı davalarla kamu arazilerinin peşine düştü...
Christian Paul Cassia, Bernard Paul Cassia, Silva Jeanette Richard Mumford, Jean Paul Lucian Cassia, Julian Lucian Cassia, Karen Jacques Cassia ve Stephanie Patricia Lucian Cassia adlarına kayıtlı binlerce dönüm araziyi çete sattı.
Lübnan noterinin sahip gibi gösterdiği isimlerin vârisleri sahteydi.
Kiliselere bile sahte belge düzenlettiler.
Rüşvetçi tapucular ile şehircilik müdürlüğündeki kimi memurlar işin içine girdi.
Emlakçı Davut Bayar, Hatay 2. İdare Mahkemesi'nden "ihanet" gibi bir karar çıkarttı.
Hatay'dan ayrılan Suriye uyruklu şahısların arazilerine devlet 1939 yılında 1062 Sayılı Mukabele-i Bilmisil Kanunu ile el koymuştu.
El konulan taşınmazların satılması, devredilmesi, miras yoluyla intikali yasaktı.
Bu karara rağmen idare mahkemesi ihanet gibi karar verdi.
Yazılarım üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçti.
Arsuz'da 08.04.2021 tarihinde yapılan tüm tapu devirleri iptal oldu.
Çetenin maharetlerine haftaya devam...