Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Puştluk dolu sinsi açıklamalar

Birkaç gün önce yazdan kalma sıcak havalar vardı... Ama depremle birlikte her yer buz kesti...
Darbeyi yiyince evi terk ettik. Soluğu SABAH'ın Yüreğir'deki tesislerinde aldık.
Gözümüz televizyon ekranlarında, kulağımız dostlardan gelecek güzel haberlerde...
Ama çok tedirginim!
Depremin yerle bir ettiği Hatay'a odaklandım.
Aklımda Hatay muhabirimiz Yaser Çaparoğlu...
Telefonda Yaser'i arıyorum...
Önce meşgul sesi geliyor, sonra da telesekreter çıktı karşıma. "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor" mesajı bana ölümü hatırlattı.
Hatay yıkılmış, binlerce resmi ve özel bina yerin dibine girmiş. Endişem daha da arttı.
Peş peşe basıyorum tuşlara yine aynı ses!
Ne yaptımsa Yaser'e ulaşamadım.
İçimi kemiren kurt daha da büyüdü.
Hatay yıkılmış çünkü, manzara ortada.
Enkaz altında ölen kızının elini bırakmayan acılı baba geldi gözümün önüne.
Dayanmak mümkün mü bu acıya...
Üstat Yavuz Donat, Yaşar Önel ile birlikte bölgeyi geziyor. Müthiş bir kalem o, ders alacağımız büyük bir usta!

***

Hatay, İskenderun ve Arsuz'daki tanıdıklarımın numaralarını çevirmeye başladım. Ama hiçbirine ulaşamadım.
Hakiki müze olan otelin sahibi Necmi Afsuroğlu'nu çeviriyorum telefon çaldı, çaldı çaldı...
Eski dost Ali Kavak da cevap vermedi...
Mahşeri bir durumla karşı karşıyayız.
Ottoman Otel'in sahibi Ali Güngör'ü çevirdim.
Güzel adamdır, dost canlısıdır.
Telefondaki meşgul sesi beynimi kemirip duruyor.
Bu ses depremin yıktığı Hatay'da iyi şeylerin olmadığını hatırlatıyor!
A Haber, ATV ortak yayınlarındaki felaket görüntüleri yüreği olanları yakıp geçiyor.
Aklımda dostlarım, gözümde yıkıntılar altından çıkan cansız bedenler...

***

Aradan iki gün geçmiş umutlarım tükenmeye başladığı bir sırada Ali Kavak'ı tekrar aradım.
Bu kez telefonu açılıyor, koca Ali'nin bitmiş sesiyle kendime geliyorum.
Yaser'i ona da sordum.
Ali kendi derdine düşmüş, haberi yok!
Hatay gitmiş, Kırıkhan, İskenderun, Belen, Reyhanlı da bitik durumda...
'Yaser gitti' dedim içimden, gözlerim nemlendi.
Metin Yıldız'dan da cevap alamadım...
Sonra Jozef'i ve Avukat Necati Yıldız'ı aradım...
Hiçbirine ulaşamadım.
Muhabir arkadaşlarım iki gündür Hatay'da Yaser'in yıkılan evinin enkazında nöbet tutuyor..
Hataylı tüm dostlarıma WhatsApp'tan mesaj attım, ulaşıp ulaşmadığını bilmeden...
Ali Tekten'in sesini duydum önce...
Elektriklerin kesildiğini, baz istasyonlarının yıkıldığını haberleşmenin durduğunu söyledi.
Akşam da Metin Yıldız aradı. Sevindim tabii.
Hastaneler yaralılarla dolmuş, morgda yer kalmamış.
Sonunda Yaser de aradı sevindim tabii.
Hemşerim Prof. Dr. Tülin Durgun Yetim'in enkaz altında kalarak öldüğünü öğrendim, ben de enkaza döndüm...

***

Mahşer gibi depremin vurduğu her yer...
Bir bebek enkaz altından kurtarılıyor, kurtarıcısının kollarında... Onu öpüp battaniyeye sarıp ambulansa koyuyor...
Dışarıda dondurucu bir soğuk.
Hava gitgide kararıyor.
Arada bir gök gürültüsü geceye kâbus gibi çöküyor.
İnsanlar televizyon karşısına çakılmış, deprem felaketini izliyor hepsi dehşet içinde...
Çaresizlik feryatları kulakları dolduruyor...
Gözlerim doluyor...
Depremi pis siyasetine alet etmek için sinsi planlar yapan 6'lı masanın yalancısı fırsat bu fırsattır diyerek enkaz önlerinden alçaklık yapıyor.
Toplumu provoke eden açıklamalarda bulunuyor.
Afet bölgesinde Erdoğan düşmanlığı yapan Bay Kemal ise deprem üzerinden bölücülük yapıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA